menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Özel, ''Erdoğan'ı ziyaret edebilirim!'' 3 büyük çiğ börek ve Erdoğan'ın sağlığı! Onarıcı Adalet!

185 0
08.04.2025

Tarih; Marx gibi seküler bir devi dahi bazı yönleriyle dilim dilim doğradı.

Örneğin yabancılaşma kavramı başlangıçta, fıtratını- doğasını daha anlaşılır düzeye getirmek niyetiyle Karl Marx tarafından geliştirildi ancak...

Bu kavram çok sonra sosyologlar tarafından özgün Marxist bağlamından kopartılarak, işçilerin çalışma ortamı hakkındaki algılarını belirlemek amacıyla kullanıldı.

Değişmez gibi görünen bir çok kavramlar değiş(tiril)di. Hayat, çoğumuzun fikirlerini ve davranışlarını değiştirme potansiyeline sahipken, siyaset kavramının sabiteler üzerinden yürümesi çok ilginç.

İktidar- muhalefetiyle Türkiye siyaseti, tarihsel değişimin etkenleri ve yönünü halka izah etmekte yeterince başarılı olamadılar. "Onarıcı adalet" kavramını öne çıkararak yaşadığımız süreçleri daha az sıkıntılı geçirebiliriz...

* * *

Siyasetin hırslarına kendimizi bu kadar kaptırmak zorunda değiliz.

İçinden geçtiğimiz yüzyıl rasyonelleşmeyi sadece "çıkar parantezine' hapsetmeye çalışıyor.

Dünyayı esir eden, bizim de üzerimize süratle gelen çamurlu, belki de asitli yağmura karşı en azından bir şemsiye açmayı deneyebiliriz.

* * *

Finale gelirsek...

"Onarıcı Adalet" kavramını içselleştiremezsek zembereğinden boşalan ölçüsüzlük bizi de esir alabilir.

20. yüzyılın sonlarında cep telefonu, bilgisayar oyunları, dijital televizyon ve İnternet gibi yeni dijital teknolojiler, kitle iletişiminde yeni bir devrim meydana getirdi. Her şey o kadar hızlı ki... Sosyoloji bu süreci anlama- anlamlandırma ve kavramsallaştırmayı henüz yapamadı!

* * *

Bilirsiniz; onarıcı adalet, cezalandırıcı olmaktan çok onarıcı, eğitici, affedici ve hatta sorumluluk yükleyici bir yaklaşım...

Bir yandan toplumsal katılımı ve müzakereyi teşvik eden, diğer yandan mağdurun uğramış olduğu zararın giderilmesine yönelik akıl yürüten bir zihinsel kollektif zekadan söz ediyorum.

Bu elbette suç teşkil ettiği açık fiillerin cezalandılmaması anlamına gelmiyor.

Ama daha sakin olmamızı gerektiren yüzlerce yaşanmışlığı, zamanın geriye alınamayacağını tarih kulağımıza fısıldamıyor mu?

İçeride yatan öğrencilerin sınava girmesini sağlasak, ne kaybederiz?

Dışarıdaki öğrencilerimizin mülakat ve torpil mağdurlarına kulak versek, ne........

© Turktime