Varoluş gerilimi
Dünya, hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Bu değişim yalnızca teknolojiyi, siyaseti veya kültürü dönüştürmüyor; aynı zamanda insanın kişiliğini, inançlarını ve değerlerini de sürekli esnetiyor. Oysa insan varoluşunun derinlerinde, zamana direnen “kırmızı çizgiler” vardır: vicdan, adalet, özgürlük, hakikat arayışı… Ancak günümüzde bu çizgiler, esnetilebilir, hatta gerektiğinde yeniden yorumlanabilir hale gelmiştir. İnsan, çoğu zaman kendi vicdanını rahatlatmak adına, eski inançlarını modernize ediyor, kendi şartlarına uyarlıyor; adeta yeni bir din, yeni bir ahlak ya da yeni bir inanç sistemi kuruyor.
Bu durum, gerçekten bir ilerleme midir, yoksa kendi değerlerinden geriye düşüş mü?
Albert Camus, “absürd” kavramıyla bu soruya yaklaşır. Ona göre insanın en temel açmazı, anlam arayışı karşısında dünyanın sessiz kalmasıdır. İnsan, bu sessizliği aşmak için din, ideoloji ya da ahlak sistemleri üretir. Fakat bu sistemlerin çağdan çağa değişmesi, onların mutlak değil, insana özgü inşalar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden