Muğlak Ahlâkta Direnen Anlak
Modernite, çelişkilerle örülmüş bir oksimoron artık:
Bir yanda sınırsız özgürlük iddiası, diğer yanda görünmez zincirler.
Zygmunt Bauman’ın “akışkan modernite” kavramsallaştırması, bu çağın en keskin teşhislerinden biri:
Her şey kayıyor; değerler, bağlar, kimlikler ve nihayetinde adalet bile.
Hiçbir şey sabit değil; her şey geçici, muğlak, yüzeysel ve pazarlanabilir.
Erdem, bu tür bir düzlemde arkaik bir arzu nesnesine dönüşüyor.
Bir zamanlar insanın anlağı ile kavradığı bir iç yasa olan erdem, bugün artık yalnızca
“algılanan iyilik” düzeyinde, görsel bir süsleme malzemesi.
“Modern çağda, erdemli görünmek, erdemli olmaktan daha kârlıdır.”
Zenginlik dersen; kaynağı flu, edinilme biçimi müphemdir.
Bir tür etik ambalajla sunulan servet, çoğu zaman sistemin dip akıntılarından beslenen birikimdir.
“Başarı”........
© Turktime
