Fırtına öncesi sessizlik
Terörsüz Türkiye hedefinde en temel mesele; samimiyet… Çözüm sürecinde de böyle oldu. Devlet samimiyetini gösterdi, terör örgütü 6-7 Ekim Kobani olaylarında, sözde özerklik kalkışmasında sivilleri hedef aldı, canlı kalkan olarak kullandı. Canına kimin kastettiğini yaşayarak öğrenen vatandaş, örgütle böyle ayrıştı. Neticesi, sınırlarımızın içerisinde teröristlerin tamamen temizlenmesi oldu. *** Şimdi aynı imtihan, sınırlarımızın hemen ötesinde, Irak ve Suriye’de terör örgütünün önünde. Fesih kararını duyuran örgüt, bakalım bu defa silahları teslim edecek mi? Irak’ta Pençe-Kilit Harekâtıyla terör yuvalarını kıskaca alan Türkiye, gerek Bağdat yönetimi, gerek Kuzey Irak yönetimi ile eş güdüm hâlinde, silah teslim sürecini güzellikle tamamlatmaya çalışıyor. Suriye tarafında ise Şara yönetimi üzerinden PKK/YPG’nin kendini feshedip, silahları teslim etmesi için baskı yapılıyor. Ancak, teröristbaşı Öcalan’ın açık çağrısına rağmen örgütün direnmeye çalıştığı muhakkak… Türkiye gibi bir gücün karşısında silah bırakmamakta ısrar ediyorlarsa güvendikleri bir şey olsa gerek… Bunu da tahmin etmek zor değil; zira Suriye meselesini Gazze’den ayrı düşünmek saflık olur. Şimdi Gazze ile ilgili gelişmelere bakarak, Suriye’de olan biteni ve etrafımızda kimin ne yapmayı hedeflediğini anlamaya çalışalım. *** ABD Başkanı Trump’ın, Riyad’da Suriye lideri Şara ile yaptığı görüşmeye Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılmış ve zirveden Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılması kararı çıkmıştı. Bu görüşmenin hemen akabinde, Erdoğan “Dostum Trump’ın desteğine güveniyorum. Gazze için müjdeli haberler almayı umut ediyorum” demişti. Zaten Riyad zirvesi öncesi Türkiye’nin girişimleriyle ABD yönetimi ve Hamas görüştürülmüş, Gazze’nin bağımsız bir komitenin yönetimine bırakılması konusunda........
© Türkiye
