Zamanın kıyısında
Hayat, çoğu zaman farkına bile varmadan içinden geçip gittiğimiz bir ırmak gibi… Zaman ise bu ırmağın hem taşı hem suyu hem de akışıdır. Tutmaya çalıştıkça elimizden kayan, geri getirmeye çalıştıkça bizden uzaklaşan en kıymetli hazinemizdir. Doğduğumuz an başlıyor gibi görünse de zaman, aslında çok daha önce, Berzah âleminde ruhlarımızın yaratıldığı ilk anda başlar. Ölümle bittiğini sandığımızda ise bizi yeni bir başlangıcın eşiğine bırakır. İnsan, zamanın içinde yoğrulur, şekil alır, olgunlaşır. Bize düşense, bu akışı fark etmek ve doğru okuyabilmek. Zaman, sabırlı bir öğretmendir. Ne kadar acele edersek edelim, o kendi ritminde yürür. Gençlikte kalabalıklar içinde koşarken, yaş ilerledikçe kalabalığın yerini dinginliğe bırakırız. Eskiden eğlence sandığımız şeyler, yerini anlamlı sohbetlere bırakır. Bir sabah çayını yudumlarken gazete okumak, koşuşturmadan çok daha kıymetli hâle gelir. Zamanla öğreniriz ki herkesle her şeyi konuşmak gerekmez. Her doğru, her yerde söylenmez. Bazı sözlerin susarak da söylenebileceğini, bazı hakikatlerin sadece yaşanarak anlaşılacağını fark ederiz. Ve bir gün, nasihat ettiğimiz çocuklarımızın gözlerine........
© Türkiye
