Paylaşım savaşları sürecinde yeni durak: Keşmir mi?
Devletlerin uzun bir süredir koridorlar, ticaret güzergâhları ve yeni küresel düzenin inşası uğruna karşı karşıya geldiğine şahitlik ediyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı sona erdiği anda, yeni gerilim merkezinin Hindistan ile Pakistan arasında yaşanacağı öngörüsünde bulunanlardanım. Gelişmeleri yan yana koyduğumuzda, aslında fotoğrafın tamamını okuma fırsatını kazanmış oluyor, büyük resmin daha net şekilde ortaya çıktığını görebiliyoruz. Çin sessizce büyümesini sürdürüyor ve genişliyor. İki büyük güç -ABD ve Çin- doğrudan karşı karşıya gelmeden önce, güzergâh üzerindeki duraklar adım adım belirleniyor gibi. Bu bağlamda, ABD ile Çin arasında patlak verecek olası bir savaş, içinde bulunduğumuz küresel paylaşım sürecinin nihai çatışması, son durağı olacak.
Peki, neden dünya çapında bu kadar çok çatışma teşvik ediliyor?
Millî hassasiyetler, toprak iddiaları ve tarihî meseleler, bu süreçte kullanışlı birer kozdur. Devletlerin, halkların ve komşu ülkelerin arasındaki donmuş sorunlar, büyük hesaplamalar için ihtiyaç duyulduğunda tetiklenerek gerçek silaha, birer savaş enstrümanına dönüştürülmektedir. Dolayısıyla bu yeni konjonktür, hem acımasız dinamikler barındırmakta hem de birtakım fırsatları beraberinde devreye sokmaktadır. Çin ekonomik gücünü kullanarak Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Avrupa’ya kadar, neredeyse her coğrafyada nüfuz alanları kuruyor. Devasa nüfusu, onu yeni alanlara açılmaya mecbur bırakıyor. Bu süreci en iyi okuyan devletlerin başında İngiltere geliyor. Bu yüzen Londra, Pekin hattına odaklanmış durumda. Ve görünen o ki İngiltere, sahneyi sadece izlemekle yetinmiyor; perde arkasında aktif biçimde taşları da yerinden oynatıyor.
Pakistan ve Hindistan savaşı kaçınılmaz bir gerçeklik gibi duruyor
Pakistan bağımsızlığına kavuştuğunda, sınırlar belirlenirken Keşmir'in Pakistan'a bağlanması mantıklı olduğu hâlde onu Hindistan'a bırakan akıl, bugün de aynı kozu kullanışlı silah olarak devreye sokuyor. Neden mi? Çünkü dünya yeniden bir paylaşım sürecine girdi ve savaş olmadan sınırların değişmesi mümkün değil. Buna bir de küresel ölçekte yürütülen nüfus........
© Türkiye
