menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Netanyahu’nun beklentisi ve Trump’ın tutumunun arka planı

29 29
10.04.2025

Netanyahu’nun kısa süre içinde Trump’ın kapısını ikinci kez çalması, diplomatik temasın çok ötesinde, derin bir kaygının, endişenin yansımasıdır... Peki bu telaşın arkasında ne var? Bunu iyi anlamalıyız... “Suriye’de, ne Türkiye’yi ne de başka bir aktörü istemiyoruz” diyen Netanyahu’nun kendisi orada ne planlıyor acaba?!. Bu telaşın arkasındaki niyet ne, Netanyahu neyin peşinde? Bir yandan “Türkiye ile çatışma istemiyoruz” diyor ama aynı Netanyahu, “Türkiye’yi de Suriye’de istemiyoruz” diyor. Türkiye’nin Suriye topraklarında askerî üs kurma hazırlığında olduğu yönünde kulis bilgileri dolaşıyor. Bu süreçte İsrail, Suriye lideri Ahmet eş-Şara’nın yarınki Antalya Diplomasi Forumu’na davet edilmesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile baş başa görüşecek olmasını kaygı verici sonuçlar doğurabilecek gelişme olarak değerlendiriyor. İsrail, Suriye meselesinde Trump’ın müdahil olmasını ve Türkiye’nin sahadan geri çekilmesini arzulasa da bölgesel dengeler açısından bakıldığında Amerika’nın çıkarlarının da Türkiye’yi dışlayarak korunamayacağı görülür. Yani ne Suriye’nin ne de çevre coğrafyanın geleceği, Türkiye olmadan şekillenemez. Üstelik bu denklem Pasifik’teki gerilim ile doğrudan ilişkilidir. ABD Başkanı, büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine hazırlanıyor. ABD-Çin hesaplaşmasının ABD lehine dönüşmesi, Trump için hayati bir konudur. Şurası muhakkak ki Trump sadece kendisini temsil etmiyor. Eğer olayları sadece Trump’ın bireysel eylemleri olarak yorumlarsak, yanlış analiz yapmış oluruz.
Trump, Amerikan devleti içindeki çekişmenin de yansımasıdır. ABD-Çin hesaplaşması, küresel sistemin geleceğini belirleyecek. Buradan çıkacak sonuca göre yeni dünya düzeni ve sistemi şekillenecek.

Trump’ın tavrı

ABD Başkanı Trump’ın Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenlememesi, Türkiye’ye yönelik hassasiyetiyle doğrudan ilişkilidir. Trump, Erdoğan’la kurduğu ilişkiyi zedeleyecek hiçbir adıma sıcak bakmamaktadır. Zira ABD’nin küresel hedefleri doğrultusunda Türkiye gibi stratejik bir aktöre, hasım değil, müttefik olarak ihtiyaç duyduğu ortadadır... Netanyahu’ya gelince; bu görüşmeden beklentilerini karşılayamadı ama bu durum onun için şaşırtıcı olmadı. Çünkü o, ABD’nin Türkiye’ye yönelik........

© Türkiye