Hesaplaşma süreci, Türkiye ve dengeleri...
İçinde bulunduğumuz çetin süreci doğru okumak zorundayız. Ülkemizde güçlendirilmek istenen her siyasi atraksiyonu analiz etmeliyiz.
Küresel değişim ve dönüşüm kaçınılmazdır. Yeniden şekilleniyor dünya.
Türkiye’nin konumu, durumu ve ulaşmak istediği sonucu sadece ülkü olarak değil, esasında beka olarak yorumlamalıyız.
Siyaset üreten herkesin siyasi tarihten ders alması, bugünün çetin şartlarında olmazsa olmazdır…
Siyaseten parlayan birkaç kişiye birden saldırmak ve onları yıpratma niyetlerini tesadüf olarak okursak, sınıfta kalırız.
Yeniden şekillenen yeni dünyada Türkiye, kendini korumayı ve biraz da ileriye taşımayı hedefliyor.
Şu anda Başkan Erdoğan’ın yapmak istediği en önemli şey, gemiyi sahile sağ salim çıkarabilmektir.
Bazen birkaç adım ileriye gitmek, elindekini korumak için olabilir.
Türkiye, elindeki sert ve yumuşak gücü aynı anda kullanma kapasitesini geliştiriyor.
Zordur; bazı sert eylemleri, yapılması gerekenler arasına almak gerekebilir.
Kendi içindeki siyasi gelişmeleri, partilerin konumunu ve tutumunu rastgele gelişmeler olarak görmemeliyiz.
Giderek söylemler ağırlaşıyor; daha da ağırlaşacak anlaşılan.
Ekonomik sorunları aşmaya gayret eden siyasi iktidarı, iç çekişmelerle yorma gayretini görmeliyiz.
Hakan Fidan ve/veya Bilal Erdoğan üzerine yürütülen yıpratma gayretlerini tesadüf sanabilir miyiz?
TÜGVA’nın şu ana kadar çalışmalarını........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein