menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeter ki iste...

21 1
08.03.2025

Levent, o sabah kahvaltıdan sonra altınları yeniden saydıktan sonra keseye koyarken, planını hanımına seslendirdi:
- Altmış beş yaşıma geldiğimde hacca gideceğim.
Karısı mırmır dudak hareketleriyle hesap yapmaya başladı:
- On bir, yok, on iki sene sonra yani…
- Evet, dedi Levent, 2017 senesinde… ****** Taksi şoförü Levent, hac için biriktirdiği altınları götürüp, kuyumcu Alâattin abiye teslim etti.
- Abi, ihtiyacım olsa ve gelip senin karşında diz çöküp yalvarsam bile bu altınları on yıldan önce bana vermeyeceksin, söz mü? Bak, ne diyorum; evim yansa bile… 2017’nin hac mevsimine kadar asla… Cahit gelsin ona da söyleyeceğim. (Kuyumcunun yanında çalışan delikanlı.) Nerede Cahit?
- O bugün erken çıktı, kaynanasını otogardan alacakmış.
- Abi evde tutsam ne olur ne olmaz. Ha bu arada, sen bunları kendi altınlarına karıştırabilirsin, dilediğin gibi kullanabilirsin. ****** İnanılmaz bir zamanlamayla, Levent Kır’ın altmış beş yaşına basmasına sadece dört gün kala (8 Mart 2017), kuyumcu Alâattin Harmancı bir beyin kanaması sonrası bitkisel hayata girdi.
İstanbul’a yağan az miktardaki karın içinde kalan arabasını temizlemeye koyulmuş. Terlemiş. Dükkâna girmiş, Cahit’e “Boynum ağrıyor” demiş.........

© Türkiye