Suriye, kimsesiz değil!!!
2011’de başlayıp 14 yıl 4 ay süren iç harp öncesinde Suriye, 23 milyondan fazla bir nüfusa sahipken göçler ve çatışmalarda yarım milyonu bulan ölümler sebebiyle bu nüfus, 15 milyon küsura gerilemiş bulunuyor… Suriye nüfusu, Araplar, Kürtler, Türkmenler gibi unsurlardan meydana gelmektedir. Ülkede diğer bazı azınlıklar gibi yedi yüz bin küsur Dürzî azınlık da vardır. Bunların çoğu, Şam’ın güneyinde yer alan Cebel el-Dürzî bölgesinde yaşarlar. Ayrıca Golan Tepeleri ve İsrail’de de 140 bin küsur Dürzi mevcuttur. Bu malumatı niçin yazdık? Bilindiği gibi 8 Aralık 2024’te Suriye Millî Kuvvetleri, Türkiye’nin destek vermesiyle Ahmed eş-Şara liderliğinde Beşar Esad idaresindeki Nusayri azınlık zulmüne nihayet vererek Suriye’yi 50 yıllık bir dikta ve zulüm rejiminden kurtardı. O günlerde bazı gazetelerde çıkan "Türkiye, İsrail’le komşu oldu!" başlıklı haber, gündemi takip edenlerin dikkatinden kaçmamış olmalı. Tel Aviv’in en son isteyeceği, Türkiye ile hemhudut olmaktır. Ne var ki soykırımcı pervasızlar kabul etse de etmese de kader, hükmünü icra etmektedir. Netice itibarıyla Türkiye ve Suriye, sınırları bulunan ve fakat samimiyet ve muhabbetle birbirine bağlanan iki devlet oldu. Şam-ı şerif, bir asır evvel mübarek bir vilayetimizdi. Bugün de mübarek bir şehrimiz. Bu gelişmelerin, Siyonist katillerle onlara destek olanları rahatsız etmemesi mümkün değildi. Nitekim öyle oldu: Netanyahu Hükûmeti, kendi meçhul sınırları ötesinde ve Şam’ın güneyindeki Dürzi nüfusun Suriye’ye bağlanmasını önlemek için onlara türlü parlak vaatler sundu. Dürziler, Şam’dan kopmak istemeseler de Siyonistler, onları câzip tekliflerle kendi yanlarına çekip Süveyda merkezli Dürzi bölgesini İsrail’e katmak için sinsi bir işgal planı peşindeydiler. 1967’de Golan Tepelerini işgal ettikleri gibi şimdi de "Dürzi Dağı Bölgesi"ni Suriye aleyhine ilhak........
© Türkiye
