menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsan sarrafı Sultan’ım, beni bana bırakmayacaktı...

19 20
15.01.2025

Bir çare bulurum ümidiyle eski öğrendiklerimi hatırlamaya çalışıyordum. Birden Harun Reşid Sultan’ımın sesini duyar gibi oldum.

O kaçıştan sonra her sabah, en yakınımdaki dağın yamacındaki mağaralardan çıkıp bulutlara doğru yürüyor, kendimi bulmaya çalışıyordum. Rabbimin yarattığı en güzel görüntüleri seyretmeye doyamıyordum. Semaya doğru uzanan vakur, azametli, sessiz zirvelerin üzerinde ilerleyen küçük adımlarım; zarif, aydınlık, neşeli biri olmama mâni oluyordu. Hele gece gökyüzü harikalarla doluydu. Ya şu yıldız kaymalarına ne denir? Acıkınca, önceki ve ondan önceki günlerde olduğu gibi bir yandan yaban meyveleri toplarken bir yandan da kendi kendime Kur’ân-ı kerîmden bildiğim âyet-i kerimeleri okuyordum. Hiçbir şeyimi beğenmiyordum. Öyle sanıyorum ki sesim de dünyanın en çirkin sesiydi. Kendimi öyle bilsem de başkalarını hep iyi biliyordum. Onların gülüşü, masumların gülüşleri gibi, yaprakların, dalların rüzgârla konuşması gibi, çiçeklerle hasbihâl eden nur yüzlü ihtiyarların fısıltılı duâsı gibi geliyordu. Kendimi hor ve hakir, başkalarını........

© Türkiye


Get it on Google Play