"Hakkında şikâyet var Behlül! Bir tüccarın iflâsına sebep olmuşsun!"
"Adamcağız tavsiyelerine uymuş, dediklerini yapmış o ticaretten de iflâs etmiş. Şimdi perişan. 'Ona itimat etmiştim, beni kandırdı' diyor." Harun Reşid: - Taş mı yoksa kuş tüyünden bir şilte mi? Orasını kimse bilemez. - Bana taş mı atıyorsun? - Ne haddime! - Pek, niçin geldiğimi sormuyorsun? - Estağfirullah! Mülk sahibine, niçin geldiği suâl edilir mi? - Hakkında şikâyet var! - Suçum neymiş? - Bir tüccarın iflâs etmesine sebep olmuşsun! - Nasıl iflâs ettirmişim Efendim? - Seninle istişare etmeye gelene yanlış malumat vermişsin! - Başka bir şeyden bahsetmedi mi? - Yalnız tavsiyelerinize uymuş, dediklerini yapmış o ticaretten de iflâs etmiş, adam şimdi perişan. “Ona itimat etmiştim, beni kandırdı!” diyor. - Anladım Sultan’ım! Baştan anlatayım eğer haksızsam cezama razıyım. - Anlat bakayım. - Efendim, az çok kimin şikâyetçi olduğunu tahmin ettim. Çünkü benden o kara kuru adamdan başka zengin olmak için talepte bulunan olmadı. Bu bahsettiğiniz tüccar, bir gün........
© Türkiye
visit website