Trump’ın psikolojik profili ve ekonomik kararları
Psikiyatrinin önemli isimlerinden Vamık Volkan’ın sayısız çalışması ve İngiltere’de çok kez bakanlık yapmış tıp insanı David Oven’ın “Hasta ve İktidarda” (in Sickness and in Power) isimli kitabı bizlere gösteriyor ki, kritik karar alıcılar ve onların psikolojik durumları ve psikolojik geçmişleri ile tedavi esnasında aldıkları ilaçlar arasında kuvvetli bir bağ var. Mesela Trump’ın bizzat annesinin “bana göre empati yoksunu bir sosyopat, inşallah siyasete girmez” dediği biliniyor. Artık nasıl bir çocukluk geçirmişse, bir annenin bu derecede samimi ama radikal bir açıklama yapmasına sebep olmuş. Trump’ın psikolojik profili, şu başlıklar altında toplanabilir:
Narsisizm: Kendisini olağanüstü görme, sürekli övgü arama.
Yüksek öz güven ve saldırgan öz değer: Kendi sezgilerini uzman görüşlerinden üstün görme. (Bence iş insanlarının çoğunda var, “zenginsen haklısın” kafası diyelim)
Pervasızlık: Karar alırken olası zararları göz ardı edebilme.
Popülizm: Kitlenin hoşuna gidecek hikâyeyi yalan da olsa alkış almak için kullanabilme.
Güç hastalığı: İktidarda kalmak ve üstünlük sağlamak için agresif stratejiler kullanma. Bu seviye rahatsızlık parasal konularda izafiyetin kaybolmasına yol açar. Milyon ile milyar birbirine karışır.
Yukarıda saydığım psikolojik yapı, Trump’ın ekonomik kararlarına doğrudan yansıyor desem yanlış olmaz. Ancak bana yakışan anlattıklarımı örneklemek. O zaman başlayalım. Ekonomik politikalar ve psikolojik bağlantılar: Gayet iyi hatırlıyorum, Trump ilk seçildiğinde Cumhuriyetçi Parti’nin çıkardığı en unutulmaz Başkan Reagan’ın önüne geçmek istedi. Aynen onun yaptığı gibi bir Vergi Reformu çıkardı. Kurumlar Vergisini 5’ten !’e indirdi. Ancak tarih bilgisi zayıf olduğu için Reagan’ın vergi reformunun 3 yıl sonra sonuç verebildiğinden haberi yoktu. (Bu arada tarih bilgisinin olmadığını geçenlerde İtalya Başbakanı’nı Beyaz Saray’da kabul ederken gösterdi. “Roma İmparatorluğuna kadar uzanan ortak bağlarımız” deyince tercüman neye uğradığını şaşırdı.) Peki neden böyle yaptı? Cevap çok basit: Kendini iş dünyasından gelen bir “deal maker” olarak gördüğü için, “yaparsam ben yaparım” diyerek bu işe imza attı. Tabii narsist öz güveni de bu reformun büyümeyi artıracağına dair........
© Türkiye
