Eşkıyalar da paşa olur!
* Eskiden suç işleyenler dağa çıkıp eşkıyalığa başlardı. Haklarında idam hükmü olduğu için, bunlara "fermanlı" denirdi. “Ferman padişahın, dağlar bizimdir” sözü meşhurdur. Bunları dağdan indirmek için hükûmetin enteresan bir usulü vardı...
Üç eşkıya bir arada... Yörük Osman, Cirit Mehmed, Dadıcı MusaHaçova muharebesinin sıkışık zamanında bazıları harb meydanını terk ettiler (1596). Sonra sınıflarına göre bağlı bulundukları askerî ocaklardan kayıtları silindi ve bulundukları yerde idam edilmeleri hakkında ferman çıktı. Bunlar da Anadolu’ya geçtiler ve sağa sola dağıldılar. Yer yer isyan ederek ortalığı kasıp kavurmaya başladılar. Silah kullanmaktan başka sanatları olmadığı için işi eşkıyalığa döktüler. Bundan istifade eden asıl eşkıya takımı da faaliyetlerini genişletip sürat verdi. Böylece Anadolu’da asayiş diye bir şey kalmadı. Bu hâl, hükûmeti epey uğraştırdı. Nihayet Kuyucu Murad Paşa adında doksanlık bir müdebbir vezir, kimsenin gözünün yaşına bakmadan isyanları bastırdı (1610). Bunlara "Celali İsyanı" derler. Bu isim Yavuz Sultan Selim zamanında kabahati yüzünden tımarı elinden alınan ve bu sebeple dağa çıkan Bozoklu Celal’den gelir. Etrafına ekserisi Kızılbaş binlerce memnuniyetsiz ve saf güruh toplayan Celal 1519’da tepelenmiş, ama bu yolda gidenlere ismini vermiştir. Avrupa’da da benzeri bir hâl birkaç asır sürmüştür.
Ödüm patlayayazdı!
Bu eşkıyalar arasında büyük şöhrete erişmiş olanlar vardır. Birisi de Katırcıoğlu Mehmed’dir. Etrafında bin kişi toplayıp hükûmet kuvvetlerine kafa tutarak mıntıkasını haraca kesti. Kendi gibi bir eşkıya olan Haydaroğlu ile birleşti. 1648’de üzerine gönderilen Anadolu Beylerbeyi Ahmed Paşa’yı yendi. Esir alınıp serbest bırakılan Paşa’yı arkadan yetişip öldürdü. Çetenin bir hükûmet ordusunu yenmesi şöhretini birdenbire arttırdı. Sağda solda bulunan küçük çeteler ve eli silah tutan serseriler koşup geldiler, çeteye katıldılar. Şimdi ikisinin emrinde binlerce kişi vardı. Afyon’u basıp yağmaladılar. Isparta’yı haraca kestiler. Isparta Sancakbeyi Abaza Hasan Ağa gözü pekti. Eli silah tutan kim varsa toplayıp bir gece ansızın eşkıyaya baskın verdi. Gafil avlanan çetecilerin bir kısmı hemen öldürüldü. Sağ kalanlar sağa sola dağıldı. Haydaroğlu da kaçtı. Abaza Hasan Ağa, onu takip edip yakaladı, yaralı bir şekilde İstanbul’a gönderdi. Burada asıldı. Katırcıoğlu yeni arkadaşlar buldu. İstanbul’a yürümeye kalktı. Bursa civarını yağmaladı. Ama bu yeni arkadaşı Gürcü Nebi de yakalanıp asılınca başına geleceklerden korktu. Eski bir yeniçeriyi aracı yapıp af mukabili teslim olmayı teklif etti. Sadrazam Kara Murad Paşa şefaati kabul etti. Padişah Katırcıoğlu’nu affetti. O zaman 8 yaşında bulunan Sultan IV. Mehmed’in huzuruna çıkarıldı. “Katırcıoğlu dedikleri hınzır budur, af ricasıyla eşiğinize yüz sürmeye geldi” dediler. Katırcıoğlu sonradan, “Saadetli hünkârın karaca karaca gözlerini........
© Türkiye
