Ateş hattında garip bir topluluk: Dürziler
Dürzilik, Müslümanlıktan en fazla ayrılmış mezheptir. Şiilik ve Hristiyanlığa benzer tarafları çoktur. Ayrı bir din kabul edilir. Şimdilerde unutuldu, ama eskiden bilhassa ihtiyarlar, kızdıkları zaman "dürzü" diye söverlerdi. Sonraları radyo haberlerinde, Orta Doğu’nun siyasi figürlerinden Dürzi liderlerin ismi geçince insan hayrete düşerdi. “O başka dürzü” derlerdi… Kim bilir, Havran’daki Dürzi ayaklanmasında asker olarak bulunmuş veya bulunanları tanımış idiler. Dürziler, Orta Doğu’nun en renkli topluluklarından biridir. Arapça konuşurlar. Ekseriya Lübnan’da Şuf, Suriye’de Havran, İsrail’de Celile ile Cebel Karmel ve Ürdün’de Zerka’da yaşarlar. Dürziler ekseriya gariban çiftçilerdir. Şimdi sayıları 600-800 bin arasında tahmin edilir. @-50’si Suriye’de, 0-40 kadarı Lübnan’da, %6-7 kadarı İsrail’de, %1-2 kadarı Ürdün’de ve 50 bin kadar da Amerika’da, bilhassa Venezuela’da yaşar.
Bu terzi başka terzi!
Bugün bazı Dürziler kendilerini kültürel olarak Müslüman saysa da Sünni ve Şii Müslümanlar için Dürzilik Müslümanlıktan en fazla ayrılmış bir mezheptir. Şiilik ve Hristiyanlığa benzer tarafları çoktur. Bahailik gibi ayrı bir din kabul edilir. Kendilerine muvahhidler (tevhid ehli) derler. Bu, Müslümanlıktaki gibi değil, Hâkim Biemrillah ile uluhiyet vasıflarının tevhidi, yani birleşmesidir. İmam Cafer’in azatlısı Yahudi veya Mecusi asıllı Meymun el-Kaddah’ın soyundan oldukları hâlde, Hazret-i Fatıma soyundan geldiklerini iddia eden ve Kuzey Afrika’da hükûmeti ele geçiren Fatımiler, Kur’ân’ın görünmeyen manası da olduğuna inanan Batıni Şia’nın İsmailî mezhebinden idiler. Bunun Mısır’daki 6. hükümdarı (muhtemelen şizofren) Hâkim Biemrillah, felsefeye çok meraklı idi. Zahidane yaşardı. Sertliği kadar cömertliği de meşhurdu. Dürzi kaynaklarına göre, nihayet uluhiyet iddiasında bulundu. Uyanık veziri Hamza bin Ali de buna göre bir din uydurdu. Roma İmparatoru Caligula’ya benzetilen Hâkim’i çılgınca hareketleri sebebiyle kız kardeşi 1021’de öldürtüp kuyuya attırmış; ama cesedin bulunamaması, bağlılarınca ölmeyip semaya yükseldiği şeklinde tefsir edilmiştir. Bazılarına göre Dürziler öldürüp, kayboldu demişlerdir. Mezhebin ismini aldığı Hamza’nın dâîsi (propagandacısı) Anuştekin Derezî, muhtemelen Harezm’de Selçuklu valisinin kölesi idi. Hamza ile sen-ben kavgasına girişince, 1019’da öldürüldü. Bugün Dürziler onu mürted kabul ederler. Ama Dürzi ismi de ondan gelir. Haçlılar zamanında buraya yerleşmiş Kont Dreux ve maiyetinin soyundan geldikleri bir efsanedir. "Derzî" kelimesi Farsça’dan Arapça’ya girmiştir, "terzi" demektir. Derz, Arapça’da nesebi belirsiz kişiler için de kullanılır. Hâkim’in yerine geçen oğlu Zâhir adil bir hükümdardı. Dürzileri takip edip cezalandırmaya başlayınca, Lübnan’a hicret ettiler. Burada Nusayri ve Mütevali fırkasından Şiilerle birleşip yerli Hıristiyanlarla ve Sünni Araplarla mücadele ettiler. Gaddarlıkları ile korku saçtılar. 1097’de başlayan Haçlı seferlerinde Frenklere arka çıktılar. Memlükler 1293’te Dürzilerin üzerine asker gönderdi. Çoğu öldü, beldeleri yakılıp yıkıldı. Memlûklerin Dürzilere karşı hareketleri, bunların çoğunun Suriye’ye hicretine ve Lübnan’da Hıristiyan unsurun artmasına sebep oldu.
Osmanlı ile bir dargın bir barışık
Osmanlılar Suriye’yi fethedince, Dürzilere siyaset icabı Müslüman muamelesi yaptı ve mahkemelerde Hanefi mezhebini tatbik etti. Maan, Şihab, Atraş gibi aileler, Dürziler’in başına geçip, küçük emirlikler (prenslikler) kurdular. Kaymakamlık derecesinde olan bu prensliklerin iç idarelerine karışılmadı. Şimdi Suriye ile Ürdün arasındaki Havran bu prensliklerin en güçlüsüydü. Dağlık, ancak hayvancılığa ve yağış sebebiyle bir miktar da ziraata elverişliydi. Avrupa desteği uğruna XVIII. asırdan itibaren bazısı Hıristiyanlaştı. Havran’a göçenler oldu. Dürziler'in amansız düşmanı Lübnan’ın Katolik Arapları olan Maruniler’dir. Bu ikisinin 1845’teki kanlı kavgası, Avrupalıların müdahalesine ve Lübnan’ın muhtariyet kazanmasına yol açmıştır. Lübnan bir........
© Türkiye
