Zengezur: Turan’ın Kapısı ve Jeopolitik Rönesans
8 Ağustos 2025’te Washington DC'de imzalanan Zengezur Koridoru, sadece bir ulaştırma projesi değil; millî hafızamızda derin izler bırakacak tarihî bir dönüm noktasıdır. ABD Başkanı Donald Trump’ın ara buluculuğunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın attığı imzalar, Kafkasya’da yeni bir sayfa açtı. Ancak tüm bu uluslararası satranç hamleleri içinde unutmamamız gereken en önemli gerçek, Zengezur’un öncelikle bizim millî davamız olduğudur... Bu koridor, “iki devlet tek millet” şiarının somutlaşmış hâlidir. Nahçıvan’ın Azerbaycan’a tam entegrasyonu, yalnızca haritada eksik bir çizginin tamamlanması değil; milletimizin damarlarındaki kanın yeniden kesintisiz akmasıdır. Çünkü Zengezur, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki kopuk damardır; bu damar onarıldığında, sadece iki ülke değil, tüm Türk dünyası yeniden canlanacaktır. Bugün, Zengezur üzerinde kurulacak demir ve kara yolları, Bakü’den Ankara’ya, oradan Edirne’ye uzanacak; İstanbul Boğazı’nı aşarak Balkanlar’a ve Avrupa’ya ulaşacaktır. Bu hat sadece mal taşımayacak; ortak tarih, kültür ve geleceğimizin sembolü olacaktır. Ankara’dan Bişkek’e, Bakü’den Üsküp’e uzanan bu stratejik arter, Asya ile Avrupa arasındaki ticaret ve güvenlik mimarisinde yeni bir eksen oluşturacaktır... Zengezur aynı zamanda enerji diplomasisinin de kilididir. Hazar’dan çıkan petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına kesintisiz ulaşması, sadece ekonomik değil siyasi bağımsızlık açısından da kritik önem taşır. Enerji arz güvenliği, günümüz uluslararası ilişkilerinde en sert pazarlık konusudur. Bu koridor, Rusya’nın tekelini kıracak, İran’ın bölgesel ağırlığını dengeleyecek ve Çin’in Orta Koridor planına entegre Türk........
© Türkiye
