menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaşların tam ortasında sarsılmaz kale: Türkiye

16 1
17.06.2025

Bir harita açın önünüze… Bakın, sadece ülkeler ve sınırlar değil; tarihimizin, kaderimizin, milletimizin omuzlarına yüklediği ağır sorumluluklarla dolu bir coğrafya bu. Bosna’dan Kosova’ya, Ukrayna’dan Gazze’ye, Suriye’den Irak’a, Afganistan’dan Libya’ya… Her biri bir kanayan yara, her biri savaşa teslim olmuş geleceğin kırılma noktası. Ve bu haritanın tam kalbinde, sancılı bir duruşla dimdik duran Türkiye var. Türkiye, coğrafyasının yükünü sadece topraklarıyla değil, tarih ve medeniyet mirasıyla da taşıyan bir devlet. Bu topraklarda yaşamak, büyük bir sorumluluk ve ağır bir sınavdır. Savaş artık sadece askerî donanımın üstünlüğüyle kazanılan bir mücadele değil; zihinlerde, diplomaside, ekonomide, teknolojide şekillenen bir stratejik varoluş savaşıdır. Yaklaşık elli yıldır, klasik cephelerin çok ötesinde bir harbin içindeyiz. PKK’dan DEAŞ’a, FETÖ’den uluslararası tehditlere, Türkiye; terörle mücadelede, diplomatik arenada, medya savaşlarında, ekonomik ambargolarda büyük bir direnç örüyor. Bu savaş; devletin kudretiyle, milletin birliğiyle, millî şuuru ve kararlılığıyla kazanılır. Biz bu savaşı değiştiriyoruz; savaşın tanımını, biçimini ve cephesini yeniden yazıyoruz. Türkiye’nin sınır ötesi büyük kara operasyonları Kandil’den Sincar’a, Mahmur’dan Ayn el-Arab’a uzanan bölgelerde sona ermiş olsa da, bu alanlardaki tehdit tamamen ortadan kalkmış değildir. Artık sahada yoğun kara harekâtları yerine, hava gücü ve istihbarat odaklı nokta operasyonlarla varlık gösteriyoruz. Bu durum, stratejik derinlik anlayışının ve millî güvenlik mimarisinin güncellenmesinin devam ettiğini gösteriyor. Tehdit kaynağını sınırlarımız içinde hissettirmeden etkisizleştirmek, artık sadece bir tercih değil, milletimizin güvenliği için zorunlu bir politika olmaya devam etmektedir. Bu, klasik savunma doktrininden proaktif ve sürdürülebilir güvenlik paradigmasına kesin geçiştir. Bu savaş sadece top ve tüfekle yürümüyor. Bugün, finansal yaptırımlar, diplomatik izolasyon girişimleri, medya ve algı operasyonları yeni savaş alanlarımızdır. Türkiye, bu hibrit savaşta hem güçlü hem stratejik bir duruş sergilemekte, egemenliğini ve millî........

© Türkiye