Hem katil hem yalancısın Netanyahu; Gazze’de açlık var
İnsan dediğimiz mefhum, yalnızca nefes alan bir et yığını değil; Hak ile halk arasında kurulmuş bir köprüdür. Ve her köprü gibi, bir tarafı semaya, bir tarafı toprağa basar. Eğer bu denge bozulursa, insan dediğimiz varlık ya hayvanlığın zincirlerine düşer ya da ilahi fıtratından uzaklaşır. Bugün Gazze’de cereyan eden hadise, yalnız bir coğrafya değil, işte bu terazinin kırıldığı, terazinin kefelerinin paramparça olduğu bir çağ fotoğrafıdır. Gazze; kanla yazılmış bir yoklama kâğıdıdır insanlık için. Orada açlıktan ölen bir çocuğun kemikleşmiş bedeniyle birlikte, aslında bizlerin sineleri, akılları, hatta vicdanları çürümeye terk edilmektedir. Çünkü bir çocuk yalnızca açlıktan ölmez; bazen dünya sessiz kaldığı için de ölür. İşte en büyük cinayet budur: Sessizlik. Zira zulüm, yalnızca zalimle değil, seyirciyle mümkündür. Gazze bir harita değildir. Bir şehir, bir kamp, bir kuşatma değildir sadece. Gazze, milletlerin kalbini ölçen bir terazidir. Gazze, devletlerin hakikat karşısında ne kadar susabildiğini gösteren bir sınavdır. Ve Gazze, insanların sadece açlıkla değil, merhametsizlikle nasıl yok edildiğini gösteren bir ibrettir. Biz bugün, çağdaş dünyanın hangi çukura düştüğünü değil, aslında hangi zirvelerden ne kadar hızlı yuvarlandığını seyrediyoruz. Uluslararası toplum dedikleri şey, tabansız bir saraydır: Görkemli ama çürük. Birleşmiş Milletler denilen yapı, adını yitirmiş, kelime anlamına küsmüş bir gölgeden........
© Türkiye
