menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CHP’nin iç savaş günlüğü

27 4
01.06.2025

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sessizliğimiz suskunluk değil, sorumluluktur” sözleri, yalnızca bir liderin kişisel savunması değil; CHP’nin ve Türk muhalefetinin içine saplandığı derin krizlerin aynası. Burada bir kurultay kavgasından, koltuk yarışından fazlası var: Bir partinin kurumsal çöküşü, ahlaki iflası ve Türk demokrasisini tehdit eden bir yozlaşma. Kılıçdaroğlu’na yönelik siyasi eleştirilerim olsa da ortada görmezden gelinemeyecek bir tablo var: Hançerleme iddiaları, delege pazarlıkları, belediye kaynaklarının parti içi darbeye dönüştürülmesi ve Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği linç ve tehdit kampanyaları... Bunlar sadece CHP’nin değil, Türkiye muhalefetinin utanç vesikaları. Bugün Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturduğu CHP’de, Kılıçdaroğlu bir tür paryaya dönüşmüş durumda. Oysa yakın zamana kadar omuz omuza yürüyenler, şimdi onu susturmak için siyasi ve sosyal abluka kuruyor. Kılıçdaroğlu’nun “direğe asarız, vururuz” türü tehditler aldığını açıklaması, basit sosyal medya sataşmalarını değil, organize bir linç mekanizmasını işaret ediyor. İronik olan, onu susturmaya çalışanların neredeyse tamamının siyasete onun eliyle taşınmış olması. Cumhurbaşkanlığı adayları, belediye başkanları, grup başkan vekilleri… Hepsi Kılıçdaroğlu’nun açtığı dönüşüm kapısından geçmiş isimler. Şimdi geldikleri yerden dönüp onu tasfiye etmeye çalışmaları, hikâyenin en dramatik tarafı... Bu mesele yalnızca Kılıçdaroğlu’nun kişisel itibarı değil; CHP’nin kurumsal dokusunu nasıl kaybettiğiyle........

© Türkiye