menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AB’den Silivri üzerinden Türkiye’ye müdahale girişimi

13 1
03.06.2025

Son günlerde Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’un Silivri Cezaevi’ne kadar gelip tutuklu Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etmesi ve oradan Türkiye’ye dönük mesajlar vermesi, aslında salt bir “dayanışma” gösterisi ya da klasik Avrupa eleştirisi değildir. Bunun ardında, siyasal iletişim açısından çok daha ince dokunmuş, bilinçli bir algı inşası ve uluslararası kamuoyunu şekillendirme çabası yatıyor. Çünkü Amor’un kullandığı dil, özellikle “Türkiye’nin AB’deki geleceği Silivri Cezaevi’nde başlıyor” gibi ifadeler, yalnızca bir hukuki süreçten değil, Cumhurbaşkanlığı makamının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin doğrudan hedefe konulduğu çok yönlü bir uluslararası algı operasyonundan besleniyor. Bu algı, kendiliğinden şekillenmiş bir kamuoyu refleksi değildir; tam tersine, içerideki belirli siyasi figürlerin, Ekrem İmamoğlu’nun çevresinde toplanmış örgütlü bir bilinçle Avrupa’ya taşınan, Avrupa üzerinden Türkiye’ye geri pompalanan bir iletişim şebekesinin ürünüdür. Yani mesele sadece Silivri değil, mesele Türkiye’nin uluslararası itibarını zedelemek, içerideki yargı süreçlerini tartışmalı hâle getirmek ve bu yolla Cumhurbaşkanlığı algısını doğrudan yıpratmaktır. Biz, siyasal iletişimde “çift yönlü algı inşası” dediğimiz bir durumu yaşıyoruz: Bir tarafta Avrupa’ya, “Türkiye’de muhalifler susturuluyor” mesajı pompalanırken, diğer tarafta içeride “bakın dünya da Türkiye’yi eleştiriyor” algısı oluşturuluyor. Bu, basit bir eleştiri zinciri değil; organize ve bilinçli bir şebekenin hem........

© Türkiye