Bu da nereden çıktı? Doktorlar ne zaman patron oldu ki? Yeniden işçi olacak?.. Dediğinizi duyar gibiyim… Gelin, 30 yıla varan SSK/SGK Başmüfettişlik tecrübemle nereden nereye geldiğimizi ve bu meseleyi açıklığa kavuşturalım… Malum, Sosyal Güvenlik Reformu öncesinde derli toplu belirli mantık silsilesine dayalı dönemin SSK’nın meşhur 506 sayılı Kanunu yürürlükteydi. Bu yasa son derece basit sokaktaki vatandaşın rahatlıkla anlayacağı şekilde hazırlanmıştı. İspatı mı? Bu yasa yürürlükten kaldırıldıktan sonra mantar gibi türeyen sahte sosyal güvenlik uzmanları!.. Neyse asıl konumuza gelelim. SSK’nın meşhur 506 sayılı Kanununa göre teftiş yaparken bir kişi SSK’lı mı? Şimdiki tabirle 4/1-a’lı mı? Değil mi… Genel olarak “hizmet akdine” göre çalışıp çalışmadığına göre kolaylıkla tespit ediyorduk. Reformla birlikte genel kural olarak hâlen hizmet akdi ilişkisi geçerli olmakla birlikte SGK’nın 5510 sayılı uygulama kanunda yürürlük tarihinden itibaren yüzlerce değişiklik yapılarak, bu genel kuraldan sapma olmuştur. Çok da anlatmaya gerek yok. Bu Kanunu açıp okuduğunuzda zaten hiçbir şey anlamayacağınızı görürsünüz. Hukukçu olsanız bile… SSK kurulduğundan beri özel sağlık hizmeti sunucularında görev yapan tüm hekimler diğer hizmet akdine göre çalışanlar gibi SSK’lı (4/1-a’lı) sayılmaktadır. Dolaysıyla SSK’lı olan doktorlar çok daha az primle hem SSK statüsünde cazip şartlarla erken emekli olabiliyordu. Aynı zamanda İş Kanunundan doğan kıdem........

© Türkiye