Guatemala'ya bak Panama'yı anla! ABD, Orta Amerika’da işbaşında
İrfan Özfatura
Washington yıllar boyu darbe işini sevmiştir. Savaş gibi pahalı ve riskli değildir zira. Orta ve Güney Amerika milletleri de bu darbelerden çok çekmiştir. Şimdi ABD Başkanı Donald Trump, Panama'da gözü olduğunu söylüyor açıkça. Peki, olabilir mi acaba? BM kuruluşu MINUGUA Guatemala'daki insan hakları ihlallerini araştırır. O kadar çok vaka bulurlar ki kayda geçmekten yorulurlar. Ölüm mangalarının, kokain simsarlarının, oto hırsızlarının ve fidyecilerin ucu orduya çıkar. Orta Amerika'ya çöken haramiler üç yüz yıl hükümran olur. Maya yerlileri, 20 bin yıldır Orta Amerika’da yaşar, şehir devletleri kurarlar. MS 3. asır, altın çağlarıdır; bilhassa mimaride mesafe alırlar. Tarihler 1492’yi gösterdiğinde ise İspanya’daki Kastilya Kraliçesi Isabella, sömürgeler bulsun diye Cenevizli kaptan Kristof Kolomb'u okyanusa yollar. Denizci Kolomb, Karayip adası Hispaniola'dan başlar uçsuz bucaksız bir kıta ile karşılaşırlar. Oradan taşımakla bitmeyecek bir zenginlik, öyle çok altın ve gümüş getirir ki bunların Avrupa'da değeri düşer hatta! Orta Amerika’daki yerli halkı ise Hristiyan olmaya zorlar, köle olarak kullanırlar. Amerika nispeten sterildir; Mayalar verem ve frengi gibi henüz hastalıklarla tanışmamışlardır. Nitekim birkaç yılda yüzde 80’i ölür, bir avuç kalırlar. İspanyollar bu yüzden Batı Afrika seferlerine çıkar; zencileri toplar, şeker kamışı ve kahve plantasyonlarında çalıştırırlar. Orta Amerika’ya çöken haramiler üç yüz yıl hükümran olur. Ancak El Salvador, Nikaragua, Honduras, Kosta Rika ve Guatemala ortak mücadele verir, zinciri kırar. Önceleri federe devlettirler bilahare bayrak çeker ayrılırlar. Bağımsızlık (1821) büyük bir ümittir ama yakalarını diktatörlere kaptırırlar bu defa. 1844’te Guatemala'nın başına geçen Rafael Carrera, ölümüne kadar koltuğu bırakmaz (1865). Sonra gelen J. Rufino Barrios devrinde ticaret artar, kahve lokomotif olur, birçok sahada ilerleme başlar. Düşünün, Orta Amerika dünya kahve istihsalinin altıda birine imza atar. Para akışı ile biti kanlanan burjuvalar siyasette söz sahibi olurlar. Kiliseye, devlete ve yerlilere ait arazileri yağmalar, tehdit ve baskıyla tapu toplarlar. Satmayı reddedenleri askere alır, kapatırlar kışlaya; velev ki 15 yaşından küçük bile olsa! Eski mülk sahipleri kendi toprağında olurlar maraba...
SARI KÂBUS UFC
Guatemala, II. Dünya Savaşı’nda ABD’nin yanında yer alır; Başkan Jorge Ubico, Mihver Devletlere savaş açsa da Franco hayranıdır aslında. O ara ABD Panama Kanalı’nı koruma bahanesi ile sadece bir üs yeri ister ve kazık çakar ülkeye âdeta. İç işlerine müdahaleye başlar, bağımsızlık da girer okka altına. Amerikalılar sadece kahveye değil, muz, Hindistan Cevizi ve ananasa da el atar. ABD’li UFC (United Fruit Company) “TEKEL” olur, bahçendeki meyveyi bile yedirmez sana. Bilahare darbeci General Jorqe Ubico'yı kenara çeker, “Bak paşam, biz CIA marifetiyle senin iktidarını ayakta tutarız, ancak sen de vergi muafiyeti sağlayacaksın firmaya!” derler. Diktatör için mühim olan koltuğudur. Ubico da “tamam” der ve el sıkışırlar. UFC, zamanla Guatemala topraklarının B'sini ele geçirir. İlaveten kara ve demir yolu ağına çöker, International Railways of Central America ve Empress Electrica ile ülke ihracatının w'sine el koyar, kılçıksız kazanır, paralar ABD'ye akar. İthalatın ise e'i yine ABD’den yapılır. Verimsiz makinaları, demode otomobilleri ülkeye gönderirler.
BİTEVİYE BUHRAN
1929 Buhranı ile ülke ekonomisi dibe vurur; yerlilerin elinde toprak kalmaz, esnaf sanatkâr kepenk kapar ve kamu çalışanları dişe dokunur maaş alamaz. Hâliyle grevler başlar. Diktatör Ubico, dipçik, kırbaçla hizaya sokar (1933). Aylaklık Yasası ile halkı zapturapt altına alır. Herkesin iş karnesi vardır ve çalıştığı saatler işaretlenir kutulara. Polis kontrole çıkar, kaytaranları toplar, kapatır köle kampına. II. Cihan Harbi’ni müteakip dengeler değişir. Hitler ve Mussolini’nin ibretli sonu diktatörleri endişelendirmektedir. Nitekim El Salvador Başkanı Maximiliano, üç dönem tulum çıkarmasına rağmen........
© Türkiye
