menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eğitimcilerimiz çocuklara anlayışlı davranmalı

18 0
15.10.2025

“Derdimi anlatmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum. Çok öfkeliyim. Şikâyetimi dile getirmeden önce Değerli Cumhurbaşkanıma şükranlarımı saygımı ve sevgilerimi iletiyorum. Allah ondan razı olsun... Değerli devlet büyüklerim üç çocuk annesi olarak size şikâyetimi dile getirmek istiyorum. İki kız çocuğum bu yıl (ismi sizde mahfuz) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde okula başladılar. Okul müdürü çocuklarıma 'kıyafet alamadılar' diye psikolojik şiddet uyguluyor. Bir anne olarak durumu gidip ilçe millî eğitim müdürlüğüne anlattım ama herhangi bir sonuç elde edilemedi. Çocuklarımın bunalıma girerek kendilerine bir zarar vermesinden endişe ediyorum. Çocuklarımıza bu tür psikolojik baskı yapılmaması konusunda Millî Eğitim Bakanlığımız ve il millî eğitim müdürlerimiz eğitimcilerimize ve okul müdürlerimize bir çağrıda bulunamazlar mı? Bir annenin sesini duyacak mısınız?” "Anne"

Büyümek ve çocuk kalmak üzerine...

Hiçbir şeye iznimin olmadığı bir zaman vardı pek de uzak olmayan geçmişte. Karşıdan karşıya tek başıma geçemezdim, dışarıda uzun süre kalamazdım, otobüse binemez, geç uyuyamazdım. Hepsinden de nefret ederdim. Neden yapamıyordum bunları? Çünkü küçüktüm. Peki ne zaman son bulacaktı? Çok basit bir cevabı vardı bu sorunun: Büyüdüğümde... Yıllarca o zamanın gelmesini bekledim. Büyüyeyim, beni sınırlayan o kurallar olmadan istediğim gibi hayatımı yaşayayım istedim. Bunu her dile getirdiğimde de aynı lafı işitirdim: "Büyüyünce keşke hep çocuk kalsaydım diyeceksin..." Tam bir ay önce, ailemden uzak bir şehirde üniversiteye başladım. Bu satırları da yabancısı olduğum bir odada yazıyorum. Hayatımda ilk kez yaşadığım "yalnızlık" beni öylesine sarstı ki bir ay geçmesine rağmen hiçbir şeye........

© Türkiye