menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ağlamak aczin değil, insanlığın mahrem göstergesidir

15 0
20.06.2025

Ağla Ey Gönül!.. Kimi zaman insan, kelimelerin yetmediği bir yerden başlar konuşmaya… Bir damla gözyaşıyla… Sessizce, içe doğru akan bir nehir gibi… “Ağlayabilirseniz, anlayabilirsiniz.” diyordu Necip Fazıl, Reis Bey filminde. Ağlamak… Yalnızca gözlerden süzülen tuzlu bir su değil, kalbin taşlaştığı yerde oluşan bir çatlak, ruhun sustuğu yerde yükselen bir feryattır. Gerçekten anlayanların dili, çoğu zaman gözyaşıyla açılır. Çünkü bazı hakikatler sadece ağlayarak öğrenilir. Bir çocuk düşer, ağlar… Sonra ayağa kalkmayı öğrenir. Bir anne sabahlara dek ağlar… Sonra dua etmeyi öğrenir. Bir adam, kalabalıkların ortasında sessizce ağlar… Sonra sabretmeyi öğrenir. Ağlamak, aczin değil, insanlığın en mahrem göstergesidir. Çünkü ağlamayan hissedemez. Hissetmeyen sevemez. Sevmeyen anlayamaz. Anlamayan da zaten yanmaz. Hazreti Mevlânâ’nın dediği gibi: “Mum ağlamadıkça, alev gülmez.” Yani alevin parıltısı, mumun eriyişinden doğar. Işık, fedakârlıktan doğar. Gülümsemek için evvela ağlamak gerekir. Zira bir insanı “aydınlatmak” isteyen, önce kendi içindeki karanlıkla savaşmalıdır. Ve bazen bu savaşın en sessiz zaferi, gece vakti dökülen tek bir damla gözyaşıdır. Gözyaşı, kalbin abdestidir. Sabahın aydınlığını görmek isteyen, gecenin yükünü omuzlamalıdır. Ama ne yazık ki bizler hep güçlü görünmeye çalışıyoruz. Ağlamamakla........

© Türkiye