Türkiye’den Sermaye ve Beyin Göçü: Çok Boyutlu Bir Krizin Analizi
Türkiye son yıllarda hem beyin göçü hem de sermaye çıkışı açısından dikkat çeken bir ülke hâline gelmiştir. Eğitimli gençlerin yurtdışına göç etmesi ve yerli sermayenin yurtdışına yönelmesi, ekonomik ve sosyal kalkınma açısından önemli sorunlar yaratmaktadır.
2020–2025 arası dönemde Türkiye’den yurt dışına yönelen sermaye miktarındaki artış, bu sürecin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Aynı dönemde Merkez Bankası verileri Türk şirketlerinin yurt dışı bankalarda tuttuğu döviz mevduatlarının yaklaşık U oranında arttığını ortaya koymaktadır. Bununla paralel biçimde, TÜİK verilerine göre sadece iki yıl içinde 1 milyondan fazla vatandaş Türkiye’den göç etmiş; bu göç edenlerin önemli bir kısmı eğitimli, genç ve vasıflı bireylerden oluşmuştur. Dolayısıyla mesele yalnızca bir ekonomik kayıp değil; aynı zamanda bir sosyo-psikolojik, kültürel ve siyasal bunalımın yansımasıdır.
Akademik literatürde sermaye ve beyin göçü, gelişmekte olan ülkelerin “çift taraflı kayıp” yaşamasına neden olan temel süreçlerden biri olarak tanımlanır (Portes, 2009; Docquier & Rapoport, 2012). Bir yandan ülke içindeki tasarrufların dışarıya akışı yatırımların azalmasına, işsizliğin artmasına ve büyümenin yavaşlamasına yol açarken; diğer yandan eğitim yoluyla kazanılmış insan sermayesinin dışarıya göç etmesi, bilgi ekonomisine geçişi geciktirmektedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz, bu iki kaybı eş zamanlı olarak yaşaması bakımından tarihsel bir önem taşımaktadır.
Türkiye ekonomisi son yıllarda hem iç hem de dış kaynaklı baskılar altında kalmış, bunun en görünür göstergelerinden biri sermaye kaçışıdır. 2020–2025 döneminde yerli yatırımcıların yurt dışına yönelttiği yatırımlar 17,75 milyar dolardan 29,23 milyar dolara yükselmiş, artış oranı d,7’yi bulmuştur. Yabancı yatırımcılar da Türkiye’de elde ettikleri kârları ülke içinde değerlendirmek yerine kendi ülkelerine transfer etmiş, yalnızca 2023 ve 2024’te 26 milyar dolarlık sermaye çıkışı yaşanmıştır. Bu veriler, ekonomik aktörlerin Türkiye’ye olan güveninin azaldığını, risk algısının yükseldiğini ve uzun vadeli yatırım planlarının sekteye uğradığını açıkça göstermektedir.
Sermaye kaçışı, doğrudan ekonomik büyümeyi ve istihdamı olumsuz etkiler. Yatırımların yavaşlaması üretim kapasitesinin daralmasına, işsizliğin artmasına ve vergi gelirlerinin düşmesine yol açar. Ayrıca Merkez Bankası’nın yurt dışı mevduat verilerine göre, Türk şirketlerinin döviz mevduatlarının 2020’den 2024’e kadar T,6 oranında artması, ekonomide güven eksikliğinin ve olası kur risklerine karşı alınan koruma stratejilerinin göstergesidir. Bu durum, kısa vadeli likidite yönetimi ile uzun vadeli kalkınma hedefleri arasında bir dengesizlik yaratmaktadır.
Uluslararası ekonomi literatürü, gelişmekte olan ülkelerde sermaye çıkışının finansal istikrarsızlığı artırdığını ve yatırım ortamını bozduğunu vurgulamaktadır (Esen & Yıldırım, 2021; World Bank, 2023). Türkiye’deki durum da bu literatürle uyumludur; ekonomik belirsizlikler, yüksek enflasyon, siyasi müdahaleler ve yargı bağımsızlığının zayıflaması, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların risk algısını yükseltmiş ve sermaye çıkışını tetiklemiştir. Sermaye kaçışı yalnızca makroekonomik göstergeler açısından değil, aynı zamanda toplumsal refah, bölgesel kalkınma ve devlet gelirleri açısından da uzun vadeli kayıplara yol açmaktadır.
Bu bağlamda, Türkiye’nin ekonomik güveni yeniden tesis etmesi için temel politika önlemleri gerekir. Öncelikle hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve şeffaf kamu politikaları ile yatırımcı güveninin sağlanması kritik önemdedir. Ayrıca, yerli sermayeyi yurt içinde tutmak için faiz ve vergi politikaları, yatırım teşvikleri ve uzun vadeli yatırım araçlarının çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Uluslararası işbirlikleri ve finansal riskleri azaltıcı mekanizmaların oluşturulması, sermaye çıkışını yavaşlatacak ve ekonomik istikrarı destekleyecektir.
Beyin göçü, yalnızca ekonomik bir olgu değildir; aynı zamanda psikolojik ve toplumsal boyutları olan karmaşık bir süreçtir. Türkiye’den göç eden nüfusun büyük kısmını eğitimli ve genç bireyler oluşturmaktadır. Bu bireylerin göç motivasyonlarını anlamak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çeşitli faktörler değerlendirilmelidir. Genç ve nitelikli bireyler, gelecek kaygısı, mesleki tatminsizlik, işsizlik ve adaletsiz rekabet gibi faktörler nedeniyle kendi potansiyellerini yurt dışında daha iyi değerlendirebilecekleri ortamlar aramaktadır.
Toplumsal düzeyde, göç olgusunun algısı, toplumsal güven ve aidiyet duygusunu doğrudan etkiler. Bir ülkenin kurumlarına ve siyasal yapısına olan güvenin azalması, bireylerin “çıkış” yolunu tercih etmesine yol açar. Türkiye’de son yıllarda gözlemlenen hukukun bağımsızlığının zayıflaması, siyasi müdahaleler ve sınav sistemindeki adaletsizlik algısı, gençlerin ülkede kalma motivasyonunu ciddi biçimde azaltmıştır. Bu durum, Hirschman’ın “Exit, Voice, and Loyalty” teorisi çerçevesinde değerlendirildiğinde, bireylerin sistem içi çözüm yerine çıkış stratejisini seçtiğini göstermektedir (Hirschman, 1970).
Psikolojik araştırmalar, göç eden gençlerin yalnızca ekonomik değil aynı zamanda entelektüel tatmin, güvenlik, eğitim ve yaşam kalitesi arayışı içinde olduğunu ortaya koymaktadır (Castles, de Haas & Miller, 2014). Türkiye’deki gençlerin büyük kısmı, belirsizlik, yüksek enflasyon ve kariyer engelleri nedeniyle ülkede kalmayı riskli bulmakta ve yurt dışındaki fırsatları daha güvenli ve öngörülebilir olarak değerlendirmektedir. Bu süreç, toplumsal beyin gücünün azalmasına ve uzun vadeli kalkınma kapasitesinin düşmesine yol açmaktadır.
Sosyolojik açıdan, beyin göçünü azaltmanın yolları, yalnızca ekonomik teşviklerle sınırlı kalamaz. Toplumsal güvenin, adaletin ve liyakatin güçlendirilmesi; eğitim sisteminin şeffaf ve eşitlikçi hale getirilmesi; gençlerin sosyal ve mesleki gelişimini destekleyecek ortamların yaratılması gerekir. Ayrıca, göç eden beyinlerin deneyimlerini ülkeye geri taşıyacak mekanizmalar geliştirmek, bilgi ve teknolojiyi yeniden ülkeye kazandırmak açısından kritik önemdedir. Bu bağlamda, göçün psikolojik........
© Turkish Forum
