Helal Ahlâk Bürosu: Günahın Ruhsatlı Hali
Bir ülkede, bir büro kurulmuş:
Helal Ahlâk Bürosu.
Kapısında kocaman bir tabela:
“Günahınızı bize getirin, helal ruhsatıyla iade edelim.”
İçeri giriyorsun, karşında takım elbiseli adamlar, ellerinde kutsal metinler, dudaklarında süslü kelimeler.
Birine diyorsun ki:
“Efendim, ben biraz yanlış yaptım galiba.”
O da gülümsüyor:
“Merak etme kardeşim, niyetin iyi olsun yeter. Biz onu helale çeviririz.”
Ve işte böylece, ahlâkın muhasebesi başlıyor.
Kiminin hatası “sevap niyetli deneyim,”
kiminin suçu “mistik tecrübe,”
kiminin menfaati “manevî nasip.”
Herkesin bir bahanesi var;
ama ilginçtir, bahanesi olmayanın günahı hep en büyüğü.
Ruhsatlı Günahkârlar
Bu memlekette öyle bir sistem kurulmuş ki,
günah işlemek serbest —
yeter ki “helal versiyonu” olsun.
Yani aynı davranış, kim yaparsa ona göre değişiyor:
Bir “maneviyat önderi” yaparsa “hikmettir,”
bir halk çocuğu yaparsa “fitne.”
Kimi kendine özel bir inanç sürümü çıkarmış:
“Caiz Edition.”
İstediğini yapıyor, sonra bir fetva cümlesi ekliyor:
“Bizim niyetimiz farklıydı.”
O cümle var ya o cümle…
Tarihte ne haksızlıklar, ne istismarlar o cümleyle temize çıktı.
İkiyüzlü Ahlâkın........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon