menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geç Kalan Sermaye: Eric Hobsbawm’ın Sermaye Çağı Kuramı Çerçevesinde Türkiye’de Kapitalist Gelişmenin Tarihsel ve Kurumsal Analizi

9 0
02.08.2025

Eric Hobsbawm’ın The Age of Capital 1848–1875 adlı çalışması, kapitalizmin uluslararası hâle geldiği dönemi, sanayileşme, kentleşme, liberalizm, demokrasi ve milliyetçilik olgularının yükselişini detaylı biçimde ele alır. Bu dönemi “Büyük Patlama”, “Kazananlar ve Kaybedenler”, endüstri, kent ve işçi sınıfının yükselişi gibi temalar çerçevesinde açıklar[^1]. Türkiye özelinde, yani Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde bu analizler nasıl okunabilir?

Uluslararası Ekonomiye Entegrasyon ve Yabancı Sermaye

Hobsbawm’a göre 19. yüzyılın ikinci yarısı, küresel sermaye akışlarının etkisiyle entegre bir dünya ekonomisinin kurulmaya başlandığı bir dönemdir. Avrupa merkezli kapitalist sistem, pek çok ülkeyi “kaybeden” veya “yararlanan” konumlara sürüklemiştir[^2]. Osmanlı İmparatorluğu bu süreçte kapitülasyonlar ve yabancı sermaye ekseninde dış borçlarla örülmüş bir ekonomik yapıya sahipti. Yerli sermayenin gelişememesi, Hobsbawm’ın “kaybedenler” kategorisine Türkiye’yi dahil eder; zira dünya sistemi içinde aktif sermaye üreticisi olamamıştır.

Sanayileşme, Kentleşme ve Sınıf Yapısı

Hobsbawm, endüstri kentlerinin doğuşu, işçi sınıfının şekillenmesi ve kentleşmenin kapitalist toplum üzerindeki etkisini vurgular[^3]. Osmanlı’da 19. yüzyılın geç dönemlerine kadar sınırlı sanayileşme ve kentleşme söz konusudur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında devletçilik politikalarıyla yerli sermaye sınıfı oluşturma çabaları ortaya çıkmışsa da, bu dönem hâlâ Hobsbawm’ın öngördüğü sanayi kaynaklı modernleşme hızına erişememiştir.

Devlet Müdahalesi ve Kapitalist Kurumsallaşma

Hobsbawm, 1870 sonrası dönemde devlet müdahalesi, kartelleşme ve büyük şirketlerin yükselişini tarif eder; serbest piyasa anlayışından devletle bütünleşmiş modele geçişi anlatır[^4]. Türkiye’de 1920‑30 döneminde KİT’ler, İş Bankası gibi kurumlarla yürütülen devletçilik politikaları, Hobsbawm’ın tanıdığı “kartelleşme ve devlet kapitalizmi” eğilimine benzer bir yapı arz eder. Ancak Türkiye örneğinde bu yapı daha siyasal ve kurumsal devlet gücüyle iç içe geçmiştir.

Dış Şoklar, Küreselleşme Baskısı ve Politik Tepkiler

Hobsbawm, dünya ekonomisindeki krizler, rekabet baskısı ve dış şoklarla şekillenen sermaye dinamiklerine dikkat çeker; özellikle 1873 Büyük Bunalımı sonrası yaşanan korumacılık ve devlet müdahale eğilimleri vurgulanır[^5]. Türkiye’de 1929 sonrası millî iktisat politikaları, dış ticaret rejimleri ve ithalat kontrolleri bu eğilimin benzerini yansıtır. Ancak dünya sistemiyle entegrasyonda Türkiye, hâlâ “kaybedenler” kategorisindeki pozisyonunu sürdürmüş görünmektedir.

Hobsbawm’ın kapitalizmin uluslararası dönemi tanımlamasını Türkiye özelinde uygulamak, bazı güçlü paralellikleri açığa çıkarırken, Türkiye’nin özgün tarihsel ve kurumsal yapısı nedeniyle sapmalar da içerir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yerli sermaye sınıfının zayıflığı, yabancı sermaye bağımlılığı, sınırlı sanayileşme ve yaygın devlet müdahalesi gibi etmenler, Hobsbawm’ın “kazananlar” kategorisinden ziyade “kaybedenler” arasında yer almayı işaret eder. Bununla birlikte, Türkiye’de devlet kapitalizmi anlayışı, Hobsbawm’ın 19. yüzyılın son dönemi öngörüsüyle bazı örtüşmeler barındırmaktadır. Daha ileri........

© Turkish Forum