menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Allah, Kader Yazan Bir Senaryo Yazarı mı?

13 0
29.10.2025

Düşünün bir an için: Bir sahne var, dünya sahnesi. Işıklar yanıyor, perde açılıyor. Oyuncular belli: Erdoğan, Öcalan, Netanyahu, Trump, Biden, Colani, Obama, Clinton, Blair, Hitler, Mussolini, Bahçeli… Ve yanında adı konmamış milyonlarca gariban, ezilen, fakir ve masum…

Soru basit ama rahatsız edici: Bu kadar farklı karakteri ve kaderi kim yazdı? Eğer senaryonun yazarı Allah ise, neden aynı sahnede hem soyguncular, zalimler, soykırımcılar var hem de masumlar ve ezilenler? Zenginler ve hırsızlar bir elin parmakları gibi birbirine kenetlenmiş, garibanlar ve ezilenler ise hep aynı acı ve çaresizlikle baş başa…

Geleneksel yorumcular der ki: “Allah bilendir, görendir, adalet sahibidir.” Peki ama bu adalet niye gecikmiş? Erdoğan’ın, Netanyahu’nun, Trump’ın veya Hitler’in planlarını izleyen Allah ile garibanların Allah’ı bir mi? Yoksa farklı mı? Eğer aynıysa, o zaman ne demektir? Tüm bu zalimler ve mazlumlar aynı planın figüranları mı?

Bir diğer bakış açısı daha ürkütücü: Belki Allah sadece izliyor. Masumları bekliyor, zalimleri kaydediyor, ama müdahale etmiyor. Ya da müdahalesi, zalimlerin lehine olacak şekilde senaryoya gizlenmiş. Bu noktada insan, kendini yalnız ve küçük bir figüran gibi hissediyor; kaderi ne kendi ellerinde, ne de politik iktidarların gözetiminde.

Ama asıl soru şudur: Eğer Allah tüm olan bitenin senaryosunu yazdıysa, onu yargılamalı mıyız önce? Yoksa insanın kendi adaletini ve öfkesini bu sahnede göstermesi mi gerekiyor? Masumların ve ezilenlerin Allah’ı ile zalimlerin, zenginlerin ve soyguncuların Allah’ı aynı olamaz. Bu çelişki, günümüz politik sahnesinde her an açığa çıkan acı bir gerçek.

Zenginlerin, Soyguncuların ve Hırsızların Allah’ı

Dünya sahnesinde bazı oyuncular vardır ki, adeta Allah’la aralarında özel bir anlaşma yapmış gibidir. Netanyahu’nun, Trump’ın, Hitler’in veya Mussolini’nin kaderi hep parlak; yaptıkları, yok ettikleri, haksız kazançları ve soykırımları sanki önceden onaylanmış gibi. Zenginler, soyguncular, hırsızlar, politik manipülatörler… Hepsinin arkasında bir el vardır: zalimlerin Allah’ı.

Bu Allah, ne masumun gözyaşını ne de ezilenin çığlığını dikkate almaz. O, güçlünün ve stratejik zekanın yanındadır. Politik sahnede kimin kazanacağı bellidir, kimin kaybedeceği ise sadece figüranın kaderine bırakılmıştır. BOP iktidarları, kapitalist liderler, diktatörler… Hepsi zalimlerin Allah’ı ile senkronize bir şekilde çalışır. O kadar ki, dünya sahnesinde masumun sesi duyulmaz, sadece zalimlerin kahkahası yankılanır.

Ve işin ironisi, zalimlerin Allah’ı var olan her adaletsizliği gizler; tıpkı medyanın manipülatif yayınları gibi. Kimi zaman o kadar pervasızdır ki, yeryüzündeki soyguncuların ve hırsızların yaptıkları meşrulaşır, kanunlar onların lehine işler. Erdoğan’dan Bahçeli’ye, Öcalan’dan Colani’ye, Trump’tan Netanyahu’ya kadar tüm liderler, zalimlerin Allah’ı tarafından adeta koordine edilir: “Hamleni yap, senaryoyu bozma.”

İşte burada kritik soru devreye girer: İnsanlar bu zalimlerin Allah’ı ile nasıl başa çıkabilir? Eğer bu Allah tüm planı yazdıysa, masumlar için herhangi bir umut var mı? Yoksa dünya sahnesi sadece zenginler ve hırsızlar için mi tasarlanmış? İnsanlık, politik elitlerin ve diktatörlerin önceden yazılmış kaderi karşısında ne yapabilir?

Bu bölüm, günümüz politik iktidarlarının ve küresel güçlerin zulüm ve adaletsizlik pratiğini gösterir: Zenginlerin, soyguncuların ve hırsızların Allah’ı, onların kazandığı sahneleri onaylar; masumların ise sadece beklemesini ister. Ve masumun bekleyişi, zalimlerin Allah’ının sessiz onayıyla daha da uzar.

Masumların ve Ezilenlerin Allah’ı

Zalimlerin ve hırsızların Allah’ı sahnede parlayan bir spot ışığı gibi çalışırken, masumların ve ezilenlerin Allah’ı gölgede kalmıştır. Garibanlar, fakirler, ezilenler… Onlar bu sahnede kendi kaderlerini sorgulayan figüranlar. Ama yine de bir Allah var, onların yanında duran; haksızlığa uğrayan, soygunlara, soykırımlara, baskılara karşı sessizce bekleyen bir güç.

Masumların Allah’ı müdahale eder mi? Nadiren. Ama varlığı, umudu temsil eder. İnsanlar, politik elitlerin ve diktatörlerin yarattığı zulüm ortamında bir şekilde hayatta kalabiliyorsa, bu Allah’ın sessiz desteği sayesinde olur. O, Erdoğan, Trump, Blair, Obama, Clinton, Öcalan, Colani, Netanyahu’nun veya Hitler’in yaptıklarını onaylamaz; aksine, her haksızlık ve adaletsizliği not alır, bir gün hesabın sorulacağına dair bir garanti sunar.

Masumların Allah’ı, zalimlerin Allah’ına karşı var olan tek kozmik denge unsurudur. O, sadece bekler; ama insanlar bu bekleyişi umut olarak algılar. Zalimlerin kahkahası gökyüzünde yankılanırken, masumlar kendi küçük direnişlerini, sessiz protestolarını ve dayanışmalarını sürdürebilir. Bu Allah, onları güçlendirir, dirençlerini artırır, ve bazen en beklenmedik anda zalimlerin planlarını altüst eder.

Fakat çelişki büyüktür: Masumların........

© Turkish Forum