Tayyip Erdoğan en fazla Recep Tayyip Erdoğan’dır, fazlası değil!
ABD’nin Ankara Büyükelçisi sıfatlı ve Thomas Barrack isimli kişinin açıklamasına göre Trump, Erdoğan’a en çok ihtiyacı olan şeyi vereceğini ve bu şeyin meşruiyet olduğunu söylemiş. [1] Thomas Barrack, bu açıklamasıyla bildiğimiz bir gerçeği, Tayyip Erdoğan’ın meşruiyetinin olmadığını ilan etti.
Bu açıklamaya meşruiyetin yalnızca millet tarafından verilebileceği yönünde tepkiler verildiyse de bu görüş bir eksiklik içeriyor.
Günümüzde meşruiyet, Trump örneğinde açıkça gördüğümüz gibi alınıp satılan, birileri tarafından birilerine bahşedilen bir şeymiş gibi görülebilmektedir. Oysa adaletle yönetmek, meşru bir anayasaya, meşru seçimlere dayanmak gibi objektif, evrensel kriterler vardır bir iktidarın meşruluğunun olmazsa olmaz şartları olan. Bu kriterleri karşılamayan bir iktidaraysa millet veya halk dahi meşruiyet veremez. Ve böyle bir iktidar hiçbir şart altında meşru olamaz!
Halk, eğer birilerine yönetme yetkisi verecekse, bunu yalnızca meşru kişilerin içinden seçerek yapabilir. Dolayısıyla, meşru olmayan bir kişiye veya iktidara Trump, Özgür Özel, Müsavat Dervişoğlu ve hatta sandıktan çıkan çoğunluk oyu dahi meşruiyet sağlayamaz!
Thomas Barrack’ın açıklamasından bir gün sonra “Boşuna uğraşmayın. Atı alan Üsküdar’ı geçti.”sözlerinin sahibi Erdoğan’ı ağırlayan Trump’ın Erdoğan’ı işaret ederek, “Hileli seçimleri herkesten daha iyi bilir.” ifadesini kullandığını da yeri gelmişken buraya yazalım. [2] Ve ekleyelim: Eğer birisi meşru olmadığını bildiği birine meşruiyet vermeye kalkışıyorsa bu yalnızca bir şeyden kaynaklanabilir: Menfaat!
Milyarlarca dolarlık uçak anlaşmaları yapmak, genel başkanlık koltuğunu sağlamlaştırmak, milyonluk ihaleler almaya devam etmek gibi büyük menfaatler veya kariyer basamaklarını........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d