Güllü’nün gülünü kıran mı oldu?
Sanat dünyasına başarılı eserler kazandıran ve geniş kitleler tarafından büyük beğeniyle dinlenen, “Arabeskin Kraliçesi” olarak anılan Güllü, elim bir kaza sonucu evinin bir odasından aşağıya düşerek hayatını kaybetti. Olayın kesinleşmiş bir durumu olmadığı için elim bir kaza olarak değerlendiriliyor; ancak hayatını kaybetmesiyle ilgili hâlâ birçok iddia ve şaibe aydınlanmamış durumda.
Sanat alanındaki en yakın çalışma arkadaşları ise olayın düşme değil, “pencereden düşürülme veya atılma” olduğunu vurguluyor. Evin içinde kamera bulunsa da, olayın gerçekleştiği oda kör nokta konumunda; ancak kamera sesine yansıyan diyaloglar şüpheleri artırıyor.
Medyaya yansıyan şu ana başlıklardan dolayı soruşturmanın Cinayet Büro’ya devredildiği öne sürülmektedir:
Toplumdaki çürüme öyle bir noktaya ulaştı ki, eskiden “Evlat anasına-babasına, ana-baba evladına asla kıyamaz” diyebileceğimiz inanç ve güven artık ortada kalmadı. Bu güvenin kaybolduğunu görmek için son yıllardaki cinayet olaylarına bakmak bile yeterlidir.
Elbette bu yazıyı, Güllü’nün evlatlarını veya evlatlarının arkadaşlarını zan altında bırakmak amacıyla kaleme almadım. Ancak toplumda bu kadar şüphe uyandıran, birçok iddianın dillendirildiği ve şaibenin üretildiği bir olayın aydınlatılması, hak, adalet ve hukuk adına toplumun beklentisi haline gelmiştir. Bu nedenle bugün bu konuya değinme sorumluluğu hissettim.
Aynı zamanda Bozkurt işareti yapan pozlarıyla, Ülkücü Hareket’in sembol sanatçılarından Ali Kınık ile düet yaparak söylediği şarkılarıyla hafızalarımıza kazınmış ve eserleriyle kalbimizde yer edinmiş Güllü’nün bizlerde hakkının kalmaması adına da, bunu bir manevi vazife olarak gördüğüm için bu konuya........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d