Bölünmüş Zihinler
Türkiye, ne yazık ki fikir farklılıklarıyla değil; koltuk, mevki, statü ve iktidar kaygısıyla dar çıkar hesaplarına sığınan zihniyetler yüzünden giderek daha fazla kutuplaşıyor.
Her tartışma, her gündem ve her mesele toplumu ikiye ayırıyor: “Biz” ve “onlar.”
Terörsüz Türkiye sürecinden bir mahkeme kararına, casusluk ve ihanet davalarından bir siyasi açıklamaya, bir dış politika hamlesinden bir ekonomik karara; eğitim vizyonundan/özülküsünden kültürel meselelerine kadar her alanda sert bir kamplaşma yaşanıyor.
Peki, neden Türkiye her konuda ikiye bölünüyor?
Birincisi; siyasal kutuplaşma: Siyaset, çoğu zaman kazan-kaybettir mantığıyla yürütülüyor. Bu nedenle her karar, sadece fikirleri değil, insanları “biz ve onlar” kutuplarına itiyor.
Partiler arası ve partiler içi rekabet, birlik yerine kamplaşmadan besleniyor. Bu siyasi üslup erozyonu ve polemik dili, ortak akıl geliştirmeyi neredeyse imkansız hale getiriyor.
İkincisi; bireysel korkular ve çıkar hesapları: Mevzi kaybetmeme, kazanç veya statü koruma kaygısı, insanları fikirlerini sertleştirmeye itiyor. Böylece toplumsal tartışmalar, ikiye bölünmüş zihinlerin oyun alanı haline geliyor.
Üçüncüsü; medya ve yorumcuların rolü: Gazeteler,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d