Yarası olan gocunuyor
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin basına kapalı bir toplantıda yaptığı “iki Cumhurbaşkanı yardımcısından birinin Alevi diğerinin ise Kürt olması” şeklindeki değerlendirmesini farklı mecralara çekenler ürettikleri art niyetli senaryolarla yeni bir gerginlik alanı oluşturmaya çalıştılar. Bu çevrelerin ortak özelliği ise “terörsüz Türkiye” hedefine başından itibaren karşı çıkan kişiler olmalarıdır.
47 yıllık terör belasının son bulması için bırakın olumlu bir katkı sunmayı yapıcı bir eleştiriyi bile çok görenler bugün MHP Liderini sırf Alevi ve Kürt vatandaşlarımızı kucaklayan bir değerlendirmesi üzerinden eleştiriyorlar. Ülkemizin ve bölgemizin içinde bulunduğu şartların bir gereği olarak toplumsal kaynaşmayı hızlandıracak samimi bir temenni, dilek ve arzuyu yerden yere vuruyorlar. Kamuoyunda yürüyen mesnetsiz tartışma ve önermelere karşı MHP lideri Bahçeli yaptığı açıklama, “Türkiye’mizi yoran, yıpratan, enerjisini çalan, fahiş mahiyetli sosyal ve ekonomik maliyetlere neden olan etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir” dediği halde hala kulağının üzerine yatıyorlar. Oysa bu açıklamada yer alan “etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı” ve “Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde” vurguları bu önerinin içinde bulunduğumuz hassas dönemi kapsadığı anlaşılıyor. Ama sağduyudan uzak kimseler bunu bile bir kutuplaşmanın aracı haline getirmek için çırpınıyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Kökeni, mezhebi, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes hukukun karşısında bir ve eşittir. Aynı zamanda Türk milletinin şerefli mensuplarıdır. Kimsenin kimseden bir ayrıcalığı ve imtiyaz içeren bir farklılığı yoktur. Ancak etnik ve mezhep temelli bölücülüğün Terörsüz Türkiye hedefinin yanında bütünüyle gündemden........
© Türkgün
