menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer

29 2
yesterday

"Ali oldum adım oldu bahane,

Güvercin donunda geldim bu hana,

Abdal Musa oldum geldim cihana,

Arif anlar biz nice sırdanız."

O; Azerbaycan’ın Hoy kasabasında dünyaya gelmiş ve Horasan erenleri kervanının bir parçası olarak yola çıkmıştır. Yesevî geleneğinde yetişen Horasan erenlerinin bir temsilcisi olan Abdal Musa, Türkistan’dan Anadolu’ya uzanan bu yolculukla Türk tarzı İslam’ın temel taşlarını Anadolu coğrafyasına taşıyanlardan biri olmuştur.

Moğol istilaları ve Selçuklu otoritesinin çöküşüyle sarsılan Anadolu’da ortaya çıkan manevî boşluğu doldurmak üzere, Horasan erenleri dalgalar halinde Anadolu’ya göçtü. Abdal Musa da 14. yüzyılda bu kervanın önemli bir temsilcisi olarak Türkistan’dan getirdiği “Horasan mayasını” yeni yurt topraklarına taşıdı. Abdal Musa, Anadolu’da yeşeren Türk-İslam kültürünün harcına Yesevî hikmetini katmada öncü rol oynadı. Bursa’nın fethi sırasında (1326) Orhan Gazi’nin askerleriyle omuz omuza çarpışmış ve büyük yararlılıklar göstermiştir. Geyikli Baba gibi diğer alp-erenlerle yakın dostluk kurmuş, birlikte yeni filizlenen Türk devletinin gaza ruhuna manevî destek vermiştir.

Bursa’nın fethinde “Buhara’dan gelen kırk abdaldan” biri olarak hazır bulunan Abdal Musa, duaları ve cesaretiyle Türk askerine moral kaynağı olmuştur. Bu sayede Abdal Musa, fetihler çağının manevî rehberi ve Türkmen gazilerinin akıl hocası olarak anılmıştır. Orhan Gazi’nin zaferleri sonrasında kendisine Bursa’da bir makam tahsis edilmiş, ancak O, yaşamının ilerleyen safhasında bu makamı bırakıp başka diyarlara yönelmiştir.

Abdal Musa’nın tasavvufî nüfuzu, kendi döneminde de geniş kesimlerce tanınmıştır. Hacı Bektaş Veli’nin yolunu takip eden Abdal Musa, Bektaşî geleneklerinde “Pîr-i Sânî” (İkinci Pir) unvanıyla anılır. Bektaşî erkânındaki on iki hizmet postundan “Ayakçı Postu” ona izafe edilmiştir. Rivayetlere göre Orhan Gazi devrinde, yeni kurulan Yeniçeri Ocağı’nı Hacı Bektaş Veli’ye bağlayan manevî köprüyü kuran da Abdal Musa olmuştur. Nitekim Bektaşiliğin tarihî gelişiminde Abdal Musa Dergâhı (özellikle Kaygusuz Abdal gibi halifeleri vasıtasıyla) Türk coğrafyasının pek çok yerine ışık saçmıştır.

Abdal Musa, ilerleyen yıllarda rotasını Anadolu’nun güneybatısına çevirmiştir. Bursa ve havalisindeki hizmetlerinden sonra, önce Aydın dolaylarında kısa bir süre kalan bu alp-eren, nihayet Antalya–Elmalı bölgesine yönelmiştir. Abdal Musa burada, Elmalı’ya bağlı Tekke köyüne yerleşerek kendi adıyla anılacak dergâhını kurmuştur. Tekke Köyü adını dahi bu........

© Türkgün