menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1453, küffara kıyamettir

16 5
31.05.2025

“Bendeki bu sevinci görürsüz,

Konstantiniyye fethine sevinir sanman

Akşemseddin benim zamanımda

Olduğuna sevünürün.”

Fatih Sultan Mehmed Han

Mekânı cennet olsun rahmetli dedem Hacı Mehmet Turgut Akgün Beyefendi ve Allah uzun ömürler versin ilk öğretmenim halam Kamile Başıbüyük Hanımefendi çok küçük yaşlarımdan itibaren bana Türk tarihinden, Türk edebiyatından çok güzel bilgiler aktardılar. Bu sayede ilkokulda başlamadan okuyup yazmayı öğrendim ve seviyeme göre Türk edebiyatından, tarihinden metinleri severek okudum. Özellikle İstanbul’un fethi çok ilgimi çekti. Fetih ile alakalı da çok yazı ve kitap okudum ancak bir eksik taraf olduğunu da hissettim.

Üniversite öğrenciliğim sırasında rahmetli Cahit Tanyol ile tanıştım. Cahit Bey fethe dair 53 gün kadar İstanbul’da saha çalışması yürütmüş lakin o da bir eksik taraf olduğu kanaatine varmıştı. Kendisi yine İstanbul’da eski bir kabristandaki mezar kitabelerine göz atarken bu ölüler şehrinde İstanbul kuşatmasında şehit düşenler de uyumaktadır diye düşünür. Silik bir kufi yazı ile yazılmış kırık bir mezar taşını okurken omuzuna bir el dokunur. Cahit Bey derviş kılıklı bir kişinin kendisine baktığını görür. Saçı sakalı birbirine karışmış, sırtında at kılından bir cübbe ve elinde bir topuz vardır. Cahit Bey’e seslenir. Şol erler ve erenler kimi ararsın? Onlar kapılarda ve hendeklerdedir der. Kırık bir Garipname Türkçesiyle konuşan bu şahısla surlara doğru yürürler, yıkık bir sur parçasının üstüne çıkarlar ve o şahıs eliyle Likus Vadisi’ni (bugünkü Vatan Caddesi) göstererek canlar en çok burada Hakk’a yürüdü der. Cibali Kapısı’na kadar yürürler orada bir kitabenin önünde dururlar. Cahit Bey’e dönerek; Sultan’ı görmek istersen hücum kapısına var Akşemsettin’i sor der ve gözden kaybolur. Kitabede silik bir yazı vardır: "Hüvel halla-kul baki haza kabri Cebe Ali 857." (Cebe Ali İkinci Murat’ın subaşısıydı. Kendisi at kılından bir cübbe giydiği için Cebe Ali adını almış. İstanbul’un fetholunduğu son büyük hücumda iki bin öğrencisi sufi/ asker ile Pote kapısını ele geçirdikten sonra şehit düşmüştür. Fetih’ten sonra bu kapıya izafeten Cibali kapısı denmiştir.)

Anadolu'nun Türk-İslamlaşmasında düşünce ve eylem özleşmiş ve bir atılıma dönüşmüştür. Bu atılımı anlamadan yeni bir tarih ve devlet kuruluşunu anlamak da mümkün değildir. Dünyanın en büyük imparatorluklarını kurmuş olan bir milletin yaptıklarını kronolojik bir tarih serüveni olarak yorumlamak hem bilgisizlik hem de haksızlıktır. İstanbul’un fethi bir tarihi olay değil, Anadolu Türklüğünde devlet bilincinin örgütlenmesinin sonucudur. Bu devletin temelinde iki kuvvet vardı. Biri şeriat........

© Türkgün