Radarlar sadece trafik güvenliği için mi?
Sürekli içinde yaşadığımız için alışılagelmiş olabilir ancak ülke olarak siyasal, toplumsal, yönetimsel bakımlardan hemen her alanda dünya standartlarından ayrışıyoruz. Her şeyin Kendimize özgüsünü yarattığımız gibi trafik denetim sisteminin de “Türk tipi” versiyonunu geliştirdik çok şükür!
90 ve 2000’lerde Avrupa kara yollarında görüp özendiğimiz trafik radar-hız kontrolleri sistemini bir aldık, pir aldık! Sonuçta, her konuda olduğu gibi bu işin de suyunu iyice çıkardık! Devlet bu sistemlere büyük bütçeler ayırdı.
· Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS),
· Plaka Tanıma Sistemi (PTS),
· Elektronik denetleme Sistemi (EDS),
· Ortalama Hız İhlal Tespiti (PTS-EDS),
· MOBİL Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) gibi kameralı sistemlerle ülke içindeki tüm araçları devlet hem trafik denetleme hem de istihbarat ve asayiş amaçlı kullanma kapasitesine ulaştı.
Bugün artık ülkenin dört bir yanı ve neredeyse her metrekaresi bu kameralarla gözetlenir oldu.
Ülke karayollarının en ücra köşelerine kadar bu kameralarla donatılmasının finansmanını ve çok daha fazlasını da ödeyecek olan elbette bu kara yollarını kullanan vatandaşlar olacaktı. Bu denetimlerin ve cezaların artık ciddi canlar yakmaya başlaması sonrasında vatandaş da sesini yükseltmeye başladı, sosyal medyada milyonların izlediği paylaşımlar çoğaldı.
Sadece sosyal medya paylaşımlarına ve bireysel gözlemlere göre değil; (okulları dahil) otuz yedi yıl üniformasını taşıdığım polis yöneticiliği mesleki deneyimlerime ve resmi istatistik rakamlarına dayanarak bu konuyu açmaya çalışacağım.
Birinci Sınıf Emniyet Müdürü olarak emekli olmadan önce İstanbul dâhil çeşitli şehirlerde İl Trafik Denetleme birimlerinde yönetici olarak yıllarca görev yaptım. Bu mesleki deneyimlerim çerçevesinde, Karayolları Trafik Mevzuatı ve genel manada trafik güvenliği kavramları ve uygulamaları üzerinde bir şeyler söyleme yetkinliğine sahip olduğumu düşünüyorum.
‘Kitabın ortasından’ konuşmak gerekirse; gittikçe daha çok sıklaşan trafik ve radar denetimlerinin asli hedefi de trafik güvenliğini sağlamaktan ziyade, bütçeye gelir temin etmektir. Nitekim bu görüş artık iktidar yanlıları dâhil çok daha geniş kesimlerce de kabul edilir oldu.
Eski AKP Milletvekili ve gazeteci Şamil Tayyar TGRT Haber'deki bir açıklamasında; “2025'in ilk 4 ayında 53.5 milyar TL ceza kesildi. 2025 bütçe hedefi de toplam 55 milyar TL idi. Yani, maliyenin 1 yıllık ceza hedefini ilk 5 ayda vatandaşa ciro etmişsiniz. 2024'ün ilk dört ayına göre ise yüzde 101 artış var. Demek ki burada bir problem var. Ben bu uygulamayı (Radarla hız kontrollerini) karayollarında can güvenliğini sağlamaya yönelik bir tedbir olarak göremiyorum. Burada biraz tahsilat amacı var" tespitinde bulunuyor.
Şamil Tayyar ve bizler gibi aklı olan herkes devletin bu aşırılığını görüyor ama siyasi irade ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya görmüyor. Bakan konuya ilişkin açıklamasında Kurban bayramında karayollarına çıkan tüm araçların yüzde 1’ine (24 bin sürücü) radar cezası........
© Toplumsal
