menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SESSİZ TANIK: ZİHİNSEL ÖZGÜRLÜK – 5

18 10
15.09.2025

Başlangıcın Sessiz Derinliği

Zihinsel Özgürlük Nedir? Özgürlük Ne Zaman Başlar?

Çoğu kişi bu soruyu dışsal ölçütlerle yanıtlar: hareket özgürlüğü, fikir özgürlüğü, yaşama şekli, tercih hakkı… Ama asıl soru şudur: Tüm bu “özgürlük” tanımları gerçekten zihinsel özgürlük müdür? Yoksa zihin, zaten önceden şekillendirilmiş bir çerçevede bu seçenekleri “özgürlük” sanmakta mıdır?

Gerçek ‘zihinsel özgürlük’, zihnin içeriğini genişletmek değil; o içeriğin yönettiği yapının kendisini görmektir. Çünkü zihin hangi düşünceye sahipse, sen o düşünceye ait olursun. O hâlde özgürlük, ne düşündüğünle değil, düşüncenin seni yönetip yönetmediğiyle ilgilidir.

Ve işte bu fark, özgürlüğün ne zaman başladığını gösterir: Zihinsel özgürlük, zihinle özdeşliğin bittiği anda başlar.

Özgürlük Zihinle mi Mümkündür, Yoksa Zihinden Kurtularak mı?

Zihin, seçme kabiliyetiyle övünür. Ama özgürlük, yalnızca seçeneklerin olması mıdır?

Bir çocuğa “dondurma mı, çikolata mı?” diye sorulduğunda kendini özgür sanabilir. Ama ona yalnızca bu iki seçenek verilmişse, gerçekten özgür müdür?

Zihin de aynen böyledir. Seçenekler sunar, yollar önerir, ihtimaller üretir. Ama tüm bu yollar, zaten onun içinde çizilmiş haritalardır. Gerçek özgürlük, haritanın dışına adım atmaktır. Yani zihnin çizdiği sınırlardan çıkabilmektir.

Zihinle özgürlük, ancak onun bir araç olduğunu bildiğimizde mümkündür. Ama çoğumuz, aracı sürmek yerine araç tarafından sürülürüz. Oysa zihinden kurtulmak, zihni yok etmek değil; onu merkez olmaktan........

© Tigris Haber