menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SESSİZ TANIK: SESSİZLİK VE AŞK - 6

15 1
18.09.2025

Aşkın En İnce Dokusuna Dokunan Derinlik

Sessizlik Neden Kaçış Sanılır?

Sessizlik, modern zihnin gözünde çoğunlukla bir terk ediştir, bir arayışsızlık hali. Oysa bu, zihnin kendi sınırlarını tanımadığı, boşluğa yabancı kaldığı ve kendini orada yalnız hissettiği zamandır. Zihin, sürekli dolu olmayı ister; düşüncelerle, endişelerle, hesaplarla… Sessizlik ise onun alışık olduğu bu hareketliliği durdurur ve bu duruş, zihnin en büyük korkusunu uyandırır: “Yokluk”. Kaçış sanılan şey aslında “yok olma” değil, bilinme ve var olmanın başka bir biçimine davettir. Fakat zihin, bu bilinmeyene karşı direnç gösterir; çünkü o, kendini kontrol etmek ve yönetmek ister.

Bu direnç, sessizliği kaçış olarak algılamasına neden olur. Oysa kaçış, sürekli dolulukta da olabilir; sessizlik, gerçek bir yüzleşme ve teslimiyet alanıdır. Sessizliğe adım atmak, en büyük cesarettir; çünkü insan, kendisiyle baş başa kalır, en saf haliyle.

Sessizlik Bir Kaçış Değil, En Derin Aşkın Dilidir

Aşk, kelimelerin ötesindedir. Onun dili, sessizliğin içinde saklıdır. Çünkü aşkın gerçek anlamı, varoluşun özüyle buluşmaktır; bu buluşma ise sessizlikte gerçekleşir. Sessizlik, zihnin anlamsal haritasını aşar, duyuların en ince titreşimlerine açılır. O titreşimde, kelimelerin yetersiz kaldığı yerde aşk parlar; suskunluk, en derin ifadedir.

Sessizlikte, aşk sadece bir duygu değil, bir........

© Tigris Haber