menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SESSİZ TANIK: İÇ SESİN KÖKENİ -1

17 1
previous day

Düşünen Zihinle Olan İlişkimizi Kim Belirliyor? Zihin Kiminle Konuşuyor?

Zihninde duyduğun sesi hiç sorguladın mı? İçinden geçen cümleler, yorumlar, yargılar, endişeler, övgüler, korkular… Bunlar gerçekten sen misin? Yoksa sana seslenen ama senin olmayan bir kaydın yankıları mı?

Zihin durmaz. O konuşur. Ama her konuşanın kendine ait bir dili vardır. Zihnin dili senin doğuştan getirdiğin bir dil değildir; o, sen doğduktan sonra şekillenir. Sözcüklerini çevrenden, tonlamasını ailenden, korkularını toplumdan alır. O yüzden zihnin seninle konuşuyor gibi görünmesi aldatıcıdır. O konuşmalar çoğu zaman seni değil, sana öğretilmiş olanı tekrarlar. Zihin, taklit eder. Gözlemlediği dünyayı içeriye aktarır. Ve bir gün, o dış ses iç ses olur.

Kim Düşünüyor? Düşüncenin Sahipliği Üzerine

“Ben düşünüyorum.”

Bu ifade ilk bakışta basit görünür. Ama burada bir yanılgı gizlidir. Çünkü gerçekten sen mi düşünüyorsun, yoksa düşünceler mi seni dolaşıyor?

Bir düşünce zihnine geldiğinde onun nereden geldiğini çoğu zaman bilemezsin. Oysa düşünceler de canlı varlıklar gibidir. Gelirler, kalırlar, etkilerler ve giderler. Onları sahiplenmek ya da onlara kapılmak insanın en büyük tuzağıdır. Zihin bir üretim merkezi değil; bir geçirgenlik alanıdır çoğu zaman. Başkalarının korkuları, inançları, reklamları, hikâyeleri bu alanın içinden geçer. Ve insan, bu geçen her şeyi kendisinin sanmaya başlar. Düşüncenin gerçek sahipliği ise ancak farkındalıkla mümkündür. Kendi düşüncesini tanımayan........

© Tigris Haber