İNSAN KENDİNİ NEDEN BİLMEZ?
İnsan kendine en uzak varlık… Bu, aslında hepimizin yaşadığı bir durum. Başkasının gözünde arıyoruz kendimizi; birinin bize bakışında, söylediği sözlerde, verdiği değerde… Aynaya baktığımızda gördüğümüz yüz bile çoğu zaman bize yabancı geliyor. Çünkü o yüzün ardında sakladığımız, görmekten çekindiğimiz taraflarımız var. Kendini bilmek işte bu saklı yanları görmeyi gerektiriyor. Bu kolay değil. Bir mağaradan gün ışığına çıkmak gibi: göz kamaştırıcı, can acıtıcı, hatta ürkütücü. İşte belki de bu yüzden, insan çoğu zaman kendini bilmemeyi seçiyor.
Kendini Bilmekten Kaçış
“Kendini bil” sözü insanlık tarihi kadar eski. Yüzyıllardır dilden dile aktarılıyor. Ama bu çağrıya gerçekten kulak veren çok az kişi çıkıyor. Çünkü kendini bilmek, sadece güçlü yanlarını görmek demek değil; insanın sakladığı zayıflıkları, korkuları, yaraları, gölgeleriyle yüzleşmesi demek. Ve çoğu insan bu karşılaşmadan ürküyor.
İnsan kendi içindeki karanlığı görmek istemiyor. Onu görmemek için gözlerini kapatıyor, kulaklarını tıkıyor. Kendine bile itiraf etmekten kaçıyor. Yüzleşmenin getireceği sarsıntıdan korunmak için, görmezden gelmeyi tercih ediyor.
Bugünün dünyasında bu kaçış çok daha kolay. Dışarıya yönlendiren sayısız perde var: roller, kimlikler, başkalarının beklentileri, parıltılı görüntüler… Her şey insanı kendi içine........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon