ÇİÇEKLERİN DOĞA VE YAŞAMDAKİ YERİ
Bir Varlık ve Güzellik Manifestosu
Doğanın dili sessizdir; ama bu sessizlikte yankılanan anlamlar, kelimelerle tarif edilemeyecek kadar derindir. Çiçekler ve bitkiler, bu sessizliğin en incelikli anlatıcılarıdır. Konuşmazlar ama anlatırlar; yürüyemezler ama ulaşırlar; çığlık atmazlar ama varoluşun en yoğun çağrısını taşırlar. Onlar, yaşamın özünü taşıyan sessiz varlıklardır. Güzellikleri yalnızca biçimsel değil, varlıklarının bizde uyandırdığı hislerle ölçülür: huzur, sükunet, neşe ve bazen açıklayamadığımız bir hüzün. Çünkü çiçekler bize yalnızca yaşamı değil, aynı zamanda geçiciliği, ömrün kırılganlığını ve güzelliğin zamansızlığını da hatırlatır.
Tıpkı insanın ruhunda gizli olan o sırlı çekim gibi, çiçeklerde de benzer bir sır vardır. Renkleriyle, kokularıyla, biçimleriyle ve kök saldıkları toprakla kurdukları bağla bize bir şeyi fısıldarlar: öz. Bu öz, keşfedilmedikçe yalnızca “süs” olarak kalır. Ama bir kez sezildiğinde, çiçeğin yaşamla olan bütünsel bağı gözler önüne serilir. İnsan da özüyle buluşmadıkça........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d