menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ANLAŞILAMAMANIN SESSİZ TAHAKKÜMÜ

8 1
13.07.2025

Anlaşılmadığını Düşünmek Ne Anlama Gelir?

Peki, bir insan neden yıllar boyunca kendini anlaşılmamış hisseder? İçinde nasıl bir kopukluk vardır ki, çevresinden sürekli “anlama” talep eder? Asıl soru şudur: Bir insan, kendi içinde bir bütünlük kuramamışsa, başkası onu nasıl anlayabilir?

Anlaşılmadığını düşünen kişi her zaman sadece bir kurban değildir. Bazen bu hissi, bilinçli ya da bilinçsiz biçimde, çevresindekileri kendine bağlamak için kullanır. Çünkü “beni anlamadınız” sözü, güçlü bir suçluluk üretir; bu da karşı tarafı daha çok vermeye ve yanında kalmaya iter. Zamanla anlaşılmama hâli, görünmeyen bir enerji bağına dönüşür. Bu bağ, duygusal bir bağımlılık yaratır. Anlaşılmamışlık kisvesi altında, manipülatif bir alan kurulur — merkezinde ise hep eksik bırakılan bir figür vardır. Ve çoğu zaman, bu kişi aslında anlaşılmak istemez. Çünkü anlaşılmak, manipülasyonun sonudur. Bu dinamik yalnızca bireysel ilişkilerde değil; fikir çevrelerinde, spiritüel yapılar ve politik söylemlerde de görülür. “Yanlış anlaşılmış düşünür”, “anlaşılmamış lider” gibi figürler, çoğu zaman bir anlam köprüsü değil, bir bağımlılık ağı kurarlar. Bu yüzden “anlaşılmadım” diyen her söz masum değildir. Bazen çok stratejiktir. Ve çok etkilidir.

Anlamadıklarımızdan Anlaşılma Beklemek

Kendini doğadan, yaşamın ritminden koparmış bir zihin; anlaşılmayı sürekli dışsal bir beklentiye dönüştürür. Kendi iç derinliğine........

© Tigris Haber