ÖZBEKİSTAN GEZİ NOTLARI. 4
ÖZBEKİSTAN GEZİ NOTLARI. 4
Süleyman Sami İLKER
(TAŞKENT, 07.10.2025)
Dün geç saatlere kadar süren ve tamamlanan bilimsel faaliyetlerden sonra, bu sabah 09.00 gibi iki otobüs ile hareket ediyoruz. Bir saati aşkın şehir içi yolculuk yapıyor ve şehrin biraz dışında, ancak bitişikmiş kadar yakın bir yerde, Çırçık şehrindeki Medeniyet sarayına ulaşıyoruz. Saat 10.00’da etkinlikler başlayacak. Sonra saat 12.00’de Bâlâ Havuz yaz bahçesinde öğle yemeğimiz olacak. Geniş caddelerde yola sıfır bina yok. Hepsi 5 ila 30, hatta bazen 50 metre mesafedeler. Konya gibi düz, fakat çok daha yeşil şehir Taşkent. Çınar ve meşe oldukça çok.
Her yerde dikkat çekecek ölçüde Pepsi ve Coca Cola tabelaları ile donatılmış büfeler, dükkânlar dikkatimizi çekiyor. Bir sonraki gün gideceğimiz Semerkant yolculuğunda ise benzer tabela sayılarındaki yüzlerce hatta binlerle ifade edilebilecek yoğunluk bize ABD’li şirketler işi bitirmiş dedirtiyor. Yüz milyonlar harcadıkları ortada. Yolda bahçe içinde bir kilise görüyoruz. Yol boyunca caddeye 30-40 metre mesafede dört katlı apartmanlar görüyoruz. Epeyce de var. Bunlar Sovyet döneminin yapıları. Genelde iki oda bir salon, minik balkonlu konutlar. Özel mülkiyetin olmadığı o devirlerde bunlardan daha iyisi de olmazdı diye düşünüyoruz. Yine yol boyunca, adına sempozyum düzenlenen üç kişiden biri olan, Stalin döneminde kurşuna dizilmiş Özbek münevver /aydın Abdurauf Fıtrat’ın bir sözünü büyükçe bir panoya asılmış olarak görüyoruz. Büyük harflerle “Vatan Mening Jonu Tanım, Sajdagohımdur” yazılı. Yani; vatan benim canı tenim, secdegahımdır.
MEDENİYET SARAYI
Çırçık'taki Medeniyet Sarayı adlı binanın önünde otobüsümüz duruyor. Öğretim üyeleri, idareciler, merdivenlerden boyunca üniversite öğrencileri iki yanda kızlı ve erkekli terk sıra şeklinde sıralanmışlar; elleri kalplerinin üzerinde bize her biri hoş geldiniz diyorlar. Binaya üç seviyeli basamakla çıkılıyor. İlk beş basamak, sonra kısa bir düz alan; 2.basamaklar 6 adet, sonra kısa bir düz alan; en son da 7 basamaktan sonra binanın geniş taç veya tak da diyebileceğimiz iki sıra onar adet Roma sütunları arasından açıklığı öne doğru U harfi şeklindeki tesisin ön avlusuna giriliyor. Sütunların iki yanında geniş dikdörtgen avlunun yan binaları ile sütunlar renk, yükseklik ve seviye ile hem uyumlu hem de ahenkli bir mimari bütünlük oluşturuyor. Avludan sonra ana binanın kapısından geçerken merkez veya üniversite mensubu yetişkinlerin hoş geldiniz sözleri ile karşılaşıyor, selamlaşıyoruz. Yaklaşık bin kişilik salona kadar bu böyle sürüyor. Sıra dışı bir izzet iltifat; var olsunlar. Yapı taş veya taş kaplama; alt sıradaki pencereler dikey dikdörtgen, üstekiler ise üstü kavisli, ahşap görünümlü ve kahverengi renkte. Kapılar da ahşap veya ahşap kaplama.
NELER YAZILI
Salona giriş kapısının üzerinde MAXAM CHIRCHIQ, MADANIYAT SAROYI, MAS’ULIYATI CHEKLANGAN JAMIYAT yazısı okunuyor. Yani MAXAM CHIRCHIQ → Kurumun adı (“Çirçik” = Özbekistan’daki şehir). MADANIYAT SAROYI → Kültür Sarayı, MAS’ULIYATI CHEKLANGAN JAMIYAT → Sınırlı Sorumluluk Şirketi; yani Türkçedeki “Limited Şirketi”. MAXAM Çirçik Kültür Sarayı Limited Şirketi (Ltd. Şti.) Ch, ç; sh, ş; j ise c olarak okunuyor. Yazının Özbek Türkçesi ile okunuşu ise; Maham Çirçık Madaniyat Sorayı Masuliyatı Çeklangan Camiyat. Geniş açılı aşağı bakan V harfi şeklindeki alınlığın ortasında Sovyet döneminden kaldığını düşündüğüm büyük başaklar içinde büyük bir yıldız yer alıyor. Avlunun ortasında küçük bir fıskiyeli havuz var.
ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE HOŞGELDİNİZ
Bugün burada üniversiteye yeni başlayan gençler için bir “hoş geldiniz merasimi ve andı” programı olacakmış. Ayrıca “Öğretmenler Günü”nün de kutlanacağını öğreniyoruz. Onlar buna “Okutucular ve Mürebbiyeler günü” diyor. Salon kız ve erkek öğrencilerce tam doldurulmuş. Orta bölgelere kızlar, kenarlara ise erkek öğrenciler oturtulmuş. Ceditçilik Sempozyumu için gelen Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan akademisyenlerine salonun orta arkasında, sahneyi en iyi gören kısmı tahsis etmişler. Özbekistan Milli marşı, okulu tanıtan bir videodan sonra, rektör beyin ve bir iki protokol konuşmasının ardından öğrencilere ayakta öğrencilik andı içiriliyor. Bizim tıp fakültelerinde birinci sınıfa başlayanlar için ilk hafta yapılan “beyaz önlük giyme” törenine benziyor. Ama burada bütün bölümler de yer alıyor. Üst sınıflardan birer öğrenci, 1 Kasım Öğretmenler gününü (Okutucular ve Mürebbiyeler Günü) Özbek, Rus, Türk ve İngiliz Dili ile kutladılar. Ödüller ve belgeler verilirken, sahnenin arka planında 1-OKTYABR O’QITUVCHI VA MURABBIYLAR KUNI yazılı. Biraz dikkat ve gayret ile kolayca anlaşılıyor.
Misafiri olduğumuz ve bilgi şöleninin (sempozyumu) Özbekistan’da ev sahipliğini yapan Özel Taşkent İktisat ve Pedagoji Üniversitesi 10 yıl kadar önce kurulmuş. Buradaki üniversitelerin yüzde sekseninin bu statüde olduğunu öğreniyoruz. Din hizmetleri de devlete bağlı değil ama devletçe denetleniyormuş. Sempozyumun düzenleyicileri ve Özbekistan’a bu anlamda önemli fayda sağlayan Yılmaz Özkaya (Ege Ü.)beye, Sema Barutçu Özönder’e (Ankara Ü. DTCF) ve Nazım Muradov’a (Azerbaycan) Fahri Profesörlük unvanı ve belgeleri takdim edildi. Fark ettim ki Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan Türk........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d