Günler yorulurken…
Hiç sanmadığınız şeyler görülmeyecek şekilde hayatın içinde can bulup birbirine ulanarak varlık kazanır. Her şeyi bildiğini ve kontrol ettiğini düşünmek bu sebepten bir zayıflık belirtisidir ve çokça kahramanlıklar en çaresiz hale düşmenin sonucunda ortaya çıkar. İnsana düşen en beklenmedik olan için bile tedbir almak onun muhtemel sonuçlarını tahmin etmek sonra da gayrete koyulup çare aramaktır. Aksi halde akıl devreden çıkıp aşırı duyguların egemenliği öne çıkar, kerameti kendisinden menkul kahramanların ardı arkası kesilmez. Kendi evinin düşünü kuramayan o evi sosyal, kültürel ve ekonomik şartların eşliğinde varlığının kültürü yapamayanlar mesela, evlerinin başkaları tarafından engellendiğini, yağmalanıp tehdit edildiğini söylemeye başlarlar. Bir şehir, medeni bir şehir o ilk evden başlayarak kurulmadığında, sokak sokak, cadde cadde, meydan meydan büyümediğinde karmaşa ve kaos kaçınılmaz olur. Bu mekanın yorulması demektir. Mekanın yorulduğu yerlerde insanlar felah bulamazlar. Karmaşa ilişkiler arası denge bozukluğudur.
En az üç yüz yıldır yorulduğunu kabul ettiğimiz değerlerin yerine genç, diri, çağdaş ve yeni amaçlar koymanın derdindeyiz biz. İster Osmanlı modernleşmesi olsun isterse Cumhuriyet atılımları kendisine yeni bir ufuk seçmişti; batı. Oradaki temel değerlerle birlikle yol ve yöntemler, biçimler ve davranışları da istiyorduk. Ne var ki Avrupa başkentleri içinde, Londra, Paris, Roma vb herhangi bir şehrin yapılanmasını kendimize uygulayabileceğimiz bir örnek yaratamadık. Galata ve çevresinden söz etmenin anlamı olmaz çünkü orası doğuşundan........
© tarihistan.org
