Kıbrıs ve kalıcı barışın etiği
Diğer
16 Eylül 2025
Kıbrıs
Sanat, edebiyat ve düşünce alanında yazmayı tercih eden biri olarak, çoktandır politik yazılardan genellikle uzak durmaya çalıştım. Ancak Kıbrıs üzerine sıkça karşılaştığım temelsiz ve yanıltıcı yazılar karşısında sessiz kalmak da kolay olmuyor. Bu satırları 1983’ten bu yana yazılar yazarak geçirdiğim bir ömrün tanıklığıyla kaleme alıyorum. Yurdum gereği Kıbrıs meselesi üzerine çokça yazdım, kitaplar yayımladım. Dışlandım, işten atıldım, göç ettim; İtalya’da bir müddet siyası sığınmacı olarak yaşadım. Kabahatim: ülkemin barışı için çaba göstermek. Yıllar içinde değişen pek bir şey yok. Özellikle Türk basınında çıkan resmi dilin etrafında şekillenen makalelerde Kıbrıs’la ilgili siyaset dilinin hümanist bağlamda hâlâ nasıl iyileşmediği ortada.
Kıbrıs meselesi hem tarihsel hem de insani açıdan iki toplum için de son derece karmaşık ve trajik bir konu. 51 yıllık bir askeri ve siyasi statükoya karşı yazı yazmak kolay değil. Hele bu statükoyu iç politikada bir “zafer miti” gibi kullanan siyasi bir yapının gölgesinde serinkanlılığı korumak büyük bir entelektüel çaba ve vicdan gerektiriyor.
Bir kere şunu unutmayalım: Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üç garantör ülkesinden biri olması hasebiyle 1974’de kendine hak gördüğü yasal müdahale, bozulan anayasal düzenin yeniden öz yapısına döndürülmesinin gereğiydi. Bu oldu mu? Hayır! Kıbrıs’ın toprak bütünlüğü bozuldu, üstüne bir de devlet kuruldu. Bu yayılmacı eğilim uluslararası hukuk ve savaş suçları açısından sorun yarattı mı? Evet! Bu durumu milli zafer, güç gösterisi, savaş kazanımı gibi konularda bir iç siyaset malzemesine dönüştürebilirsin. Ancak dış siyasette Türkiye için ayak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d