menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

UEFA'nın çok kulüplü sahiplik kurallarını esnetme sanatı!

25 13
yesterday

Diğer

18 Temmuz 2025

Avrupa futbolu rekabeti olumsuz etkileyen ve oyunun ruhunu örseleyen bir oluşumla, Çoklu Kulüp Sahipliği sorunuyla karşı karşıya.

Son yıllarda artan Çok Kulüplü Sahiplik sistemini uygulamada canlı tutan yeni bir sistem merkez lig kulüpleri tarafından geliştirilmiş durumda. Rekabetin bütünlüğünü bozan ve haksız rekabete konu olan bu uygulamalar adeta standartlaştı.

Baştan belirtelim ki, bu yazı UEFA'nın Çok Kulüplü Sahipliği (ÇKS) kurallarını ve zengin kulüp sahiplerinin bu kuralları nasıl etkili bir şekilde aşarak birden fazla kulübün UEFA müsabakalarında yarışmasına olanak sağladığını ele almaktadır.

Makale, Evangelos Marinakis (Nottingham Forest ve Olympiakos'un sahibi) ve Jim Ratcliffe (Manchester United, Nice ve Lausanne Sport'un sahibi) gibi sahiplerin, görünüşte uyumsuz mülkiyet yapılarına rağmen kulüplerinin aynı turnuvalarda yer almasına izin verildiğini vurgulamaktadır. Bu durum, Drogheda United ve DAC Dunajka Streda gibi daha küçük kulüplerin benzer ihlaller nedeniyle diskalifiye edilmesiyle çelişmektedir. Makale, bu boşluğun, kontrolü geçici olarak "bağımsız" üçüncü taraflara devretmek için kör vakıfların kullanılmasından kaynaklandığını açıklamaktadır; bu mekanizma UEFA'nın Finansal Kontrol Kurulu başkanı Sunil Gulati tarafından tasarlanmıştır. Bu uygulama, UEFA'nın şeffaflık ve rekabet bütünlüğüne ilişkin kendi taahhütleriyle çelişirken, daha büyük kulüp sahiplerinin yönetmelikleri "atlatmasına" olanak tanımaktadır.

Konuyu anlatmadan önce, Çoklu Kulüp Mülkiyeti ya da yaygın kullanımıyla Çoklu Kulüp Sahipliği’ne ilişkin UEFA talimatını sizlerle paylaşalım.

Şimdi kısa özetten sonra yazımıza geçelim:

Çoklu Kulüp Sahipliği (İngilizcesi Multi Club Ownership -MCO) Türkçe kısaltmasıyla ÇKS’lerin yönetsel ve hukuki UEFA altyapısına bir bakalım.

UEFA Şampiyonlar Ligi Yönetmeliği – Madde 5: Müsabakanın bütünlüğü/çok kulüplü mülkiyet, 2025 talimatında yer aldığı üzere;[1]

“Hiçbir kimse, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulübün yönetimi, idaresi ve/veya sportif performansında, doğrudan veya dolaylı olarak, herhangi bir sıfatla aynı anda yer alamaz.”

“Hiçbir gerçek veya tüzel kişi, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulüp üzerinde kontrol veya etkiye sahip olamaz.”

Madde yeterince açık görünüyor, Peki Gerçekten Öyle mi?

UEFA talimatnamesi ortadayken, diğer taraftan Crystal Palace, Olympique Lyonnais'in de sahibi olan önemli hissedar John Textor'un.

Yani, UEFA’nın bu konuda yönlendirmesi bulunmasına karşın, çoklu kulüp sahiplikleri devam ediyor. Ancak, bu takımlar ne zaman ki, UEFA organizasyonlarına katılıyorlar, o zaman UEFA’nın radarına takılıyorlar.

Bir yandan UEFA kendi talimatlarıyla MCO’ları yasaklarken, diğer taraftan bu uygulamanın devam ediyor olması, UEFA’nın bu konudaki samimiyetini sorgulamamıza neden oluyor.

Örneğin, UEFA'nın 1 Mart'taki son tarihine kadar John Textor'un Londra kulübünden ayrılmaması nedeniyle Crystal Palace UEFA Konferans Ligi'ne düşürüldü.

2025-26 Konferans Ligi'ne katılmaya hak kazanan iki kulüp daha, İrlanda ekibi Drogheda United FC ve Slovak ekibi DAC 1904 Dunajka Streda, söz konusu MCO (Multi Clubs Ownership) kurallarını ihlal ettikleri tespit edildiğinde UEFA tarafından bu organizasyondan ihraç edildi (*).

Kural aynı kural olmasına karşın, uygulamada ortaya çıkan farklılıkları UEFA nasıl açıklamalı. Çevre liglerde MCO uygulamasına sıfır tolerans gösteren UEFA’nın, merkez lig takımlarının bu kuralı esneten yaklaşımlar sergilemesine sessiz kalması anlaşılır gibi değil. İşte burada Kör Töst ya da Kör Vakıf denen yapı ortaya çıkıyor. Bu yapıyı birazdan detaylıca açıklamaya çalışacağım.

Öte yandan, Nottingham Forest Premier Lig'de ilk 5'te kalmayı başarsaydı, yeni taç giyen Yunan şampiyonu Olympiakos'u da kontrol eden gemicilik devi Evangelos Marinakis'e ait olmasına rağmen Şampiyonlar Ligi'ne kabul edilirdi. Manchester United ise berbat sezonlar geçirip Avrupa kupalarını kaçırmasaydı, Ineos teknik direktörü Jim Ratcliffe'in her iki kulüp hakkında da karar vermesine rağmen, Avrupa Konferans Ligi'ne katılmaya hak kazanan Lausanne Sport ile aynı UEFA organizasyonunda yer almalarına izin verilirdi.

Ve şimdi Temmuz 2025'teyiz. Marinakis hâlâ Nottingham Forest ve Olympiacos'un (ve Portekiz Primeira Liga kulübü Rio Ave'nin) sahibi ve Ratcliffe hâlâ Manchester United ve Lausanne Sport (ve Ligue 1 OGC Nice) üzerinde önemli bir kontrole sahip. Drogheda, Dunajka Streda ve belki de Crystal Palace'ın aksine, geçen sezon sonuçlar umdukları gibi gitseydi, kulüplerinin UEFA müsabakalarında birbirlerine karşı oynamalarına nasıl izin verilebilirdi?

“Hiç kimse, doğrudan veya dolaylı olarak, herhangi bir sıfatla, bir UEFA kulüp yarışmasına katılan birden fazla kulübün yönetimi, idaresi ve/veya sportif performansında aynı anda yer alamaz ” ve “ hiçbir birey veya tüzel kişi, bir UEFA kulüp yarışmasına katılan birden fazla kulüp üzerinde kontrol veya etkiye sahip olamaz ” durumu söz konusu değil midir?

Bu UEFA kuralı bulunmasına rağmen, hâlâ çoklu kulüp sahiplikleri (MCO) uygulamada devam ediyor. Bu, farklı kulüpleri satın alan aynı kişi ya da kurumlar için bir sorun değildi. Çünkü, birden fazla kulübün çoğunluk hissesini satın alan gerçek ya da tüzel kişiler, UEFA'nın koyduğu kısıtlamalara uyarken, kulüplerin üzerinde kontrol sahibi olmalarını sağlayan bir mekanizma kullanıyorlardı. Yani, bir tür UEFA kurallarını arkadan dolanarak, UEFA’yı "atlatmayı" amaçlayan hamlelerdi.

Josimar, bu yasal hileyi tasarlayan kişinin 2021'den beri UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu'nun başkanı olan ve aynı zamanda eski ABD Futbol Federasyonu başkanı ve FIFA konsey üyesi olan Sunil Gulati'den başkası olmadığını doğruladı.

Josimar kim diyecek olursanız, onu da belirtelim: Josimar, 2009 yılında Norveç'te yayın hayatına başlayan, araştırmacı futbol gazeteciliğine odaklanmış basılı bir futbol dergisidir. Josimar, futbolun hem büyük yönlerini hem de gölgeli taraflarını ele alarak geniş bir kitleye hitap etmeyi amaçlar. Flamengo kulübünün kendi maçlarına bahis oynama olanağı sunan 'Flabet' adlı bir platformu da bulunmaktadır.

Peki, futbolda çoklu kulüp sahipliği pratikte nasıl çalıştırılarak, uygulama devam ettiriliyor? UEFA’nın Şampiyonlar Ligi yönetmeliğinin 5. maddesi kapsamında belirtilen kesin ve ağır yaptırımlar olmasına karşın, gerçek ya da tüzel kişiler buna nasıl cesaret ediyor? Ya da çoğunluk hissesini bir kulüp, bu durumu bildiği halde nasıl oluyor da çoklu kulüp sahibine satabiliyor?

İşte tüm bunlar aşağıdaki yöntemle gerçekleştiriliyor.

Ne demek Kör Güven Vakfı?

Açıklayalım…

Kör Güven Vakfı ya da Tröstü, yararlanıcıların tröstün varlıkları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı ve bunların kullanımına müdahale etme hakkının bulunmadığı bir trösttür.

Kör tröstte, mütevelli heyeti (emanetçiler veya vekalet verilenler), varlıklar üzerinde tam takdir yetkisine sahiptir. Kör tröstler genellikle, tröst kurucusunun (bazen kurucu, güvenen, bağışlayan veya bağışçı olarak da adlandırılır) yararlanıcının tröstteki belirli varlıklardan haberdar olmasını istemediği durumlarda kullanılır; örneğin, yararlanıcı ile yatırımlar arasında çıkar çatışması olmasını önlemek için.

Bu kurum aracılığıyla UEFA’nın Çoklu Kulüp Mülkiyeti kuralları esnetilebiliyor. Bunun nasıl yapıldığını size aşağıda daha açık bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Son kullanıcının ya da bu işten son yararlananın, varlıkların kontrolünü, güvendikleri kişi ya da kurumlara vekaleten verebiliyorlar. Bu durum medeni hukukun önemli maddelerinden birisi. Zira, yasal haklarını kullanma ehliyeti olmayan ya da yaşlılık, hastalık vb gerekçelerle yasal haklarını kullanma kısıtı bulunan kişiler kendi mallarının ve varlıklarının üzerinde tasarrufta bulunma hakkını bir başka kişiye (vasiye) ya da kuruma verebiliyorlar. İşte hukukun tamamen insani gerekçelerle düzenlenen bu kuralları, futbolda tamamen kâr saikiyle çalıştırılıyor. Futbolun finansal evreye geçmiş olması, bu türden faullü hareketlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor.

Düşünün ki, bir ligde iki ayrı takımın tek sahibi var ve bu takımlardan rekabet bütünlüğünün bozulmadan birbirleriyle rekabet etmesi beklenmektedir. Bu durum, ödülleri milyonlarca eurolara ulaşan futbolun sert yarışmasında, ne kadar adil çalışabilir?

İşte futbolun son yirmibeş yılda başına bela olan bu durum, tamamen futbolun finansallaşmasıyla........

© T24