Barışı mı, savaşı mı destekliyorsunuz?
Diğer
17 Ekim 2025
“Barış dili nedir” diye uzun uzun düşünmemiz gereken bir dönemdeyiz.
Şüphesiz, nefret, intikam ve düşmanlık söylemleri siyaseten bir görünürlük yakalama fırsatı yaratıyor. Tüm dünyada olduğu gibi, faşizmden oy devşirmek mümkün.
Elbette bu durumu sadece siyasetçilerle sınırlı bırakmamak gerekir. Çünkü barış karşıtlığı, Kürt meselesine düşmancıl ve ırkçı bir bakış açısını dillendirmek, aynı zamanda ilave okur ve izleyici sağlıyor, alkışları arttırıyor; etkileşim ve tanınırlık artışına neden oluyor.
Adeta toplumun önünde kanlı düellolar düzenliyorlar; o şiddet dolu dövüş anlarını, insanı kendi doğasından koparıp başka bir vahşi canlıya dönüştüren gösterileri izletiyorlar.
Oysa bir entelektüelin işi, ne siyasette ne de düşünce alanında, bu tür öfkeden beslenen alkışlar ve onaylanmalarla taraftar yaratmakla değildir.
Okuyan, yazan kişi çoğunlukla ilkellikten, vahşetten ve buna hizmet eden her tür söylemden ve eylemden uzaktır.
Özellikle son bir haftadır izliyoruz: Kürt partisinin siyasetçilerinin ağzından çıkan sözler bilinçli biçimde çarpıtılıp, düşmanlaştırılarak hepimizin ortak derdi olan linç kültürünün önüne atılıyor.
Bunu da aramızdan, sağımızdan solumuzdan tanıdığımız, bildiğimiz insanlar yapıyor üstelik.
En ürkütücü yanı da bu zaten.
Yazarlar, gazeteciler, yorumcular bilerek çarpıttıkları beyanların üzerinde tepinerek düşman diliyle, ötekileştirerek yayın yapıyorlar.
O yüzden yazıya “barış dili gazeteciliği nedir, medyada barış dili ne demektir” diye başlamayı tercih ettim.
Üzerine düşünmemiz gereken bir konu bu.
Malumunuz, Pervin Buldan bir açıklama yaptı. Medyanın barış diline çok uzak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d