menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İBB soruşturmalarının yarattığı kaygan zeminde neler oluyor?

91 1
yesterday

Diğer

23 Mayıs 2025

Tartışma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “üçüncü dalga” operasyonu sonrasında başladı.

İlk iki dosyayı İstanbul Emniyeti’yle yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, üçüncü dosyayı İstanbul İl Jandarma Komutanlığı üzerinden yakalamaya çevirmesi, tartışmanın odak noktası.

Polis yerine jandarma teşkilatının İBB’ye yönelik adli soruşturma sürecine dahil edilmesi, CHP Genel Merkezi başta olmak üzere muhalif cenahın eleştiri oklarının hedefinde.

Asıl konuya girmeden evvel, mevcut yasa hükümleri gereğince adli soruşturma veya soruşturmaları yürüten savcılıkların, dosya işlemleri sırasında hangi adli kolluk birimiyle çalışacağı konusunda bağımsız olduğunu belirteyim.

Aynı yasalara göre polis, jandarma, sahil güvenlik ve gümrük teşkilatları, adli kolluk görevini yürütüyor.

Savcılıklar, hazırlık soruşturmalarını dosyanın içeriği, sorumluluk bölgesi ve konumuna göre bu adli kolluk birimleriyle yürütür, sonuca bağlar.

Kimi zaman da adli kolluktaki iş yükü veya farklı gerekçeler söz konusu olduğunda savcılıklar, normalde çalışacakları adli kolluk yerine diğerini tercih edebilir.

Bu aşamada herhangi bir yasal sorun ortaya çıkmaz.

Ancak konunun merkezinde İBB soruşturmaları olunca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üçüncü dosyayı daha önce olduğu gibi polisle çalışmak yerine bu kez jandarmayı tercih etmesi dikkati çekti, doğal olarak.

Bir not daha ekleyim; İstanbul dışında 80 kentte savcılıklar, büyük çoğunlukla mülki idaredeki merkez ilçe/dış ilçe ayrımına göre sorumluluk bölgesindeki adli kolluk birimleriyle çalışmayı tercih eder.

İstanbul’daki çalışma sisteminde ise, böylesi bir durum yok. Çünkü mülki idari sistemde kentte merkez ilçe/dış ilçe ayrımı yok. Kentin sınırları içindeki 39 ilçenin tamamı merkez ilçe yani polis sorumluluk bölgesinde. Sadece bu ilçelere bağlı halen köy statüsü taşıyan alanlar jandarmanın sorumluluğunda. Dolayısıyla, net biçimde polis/jandarma ayrımı yapılmaksızın yargı sistemi, adli kolluk tercihini yapabiliyor.

Polis ne kadar adli dosya yapmaya yetkiliyse, jandarmanın da o kadar yetkisi bulunuyor.

Gelelim, asıl konuya.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da tutuklandığı, 19 Mart’ta başlattığı İBB soruşturmaları sürecinde savcılık ile asli adli kolluk olarak savcılık talimatıyla İstanbul Emniyeti arasında “limoni” atmosfer yaşanıyor.

Olayın tarafları, yani savcılık ile emniyet cenahında farklı değerlendirmeler yapılıyor bu soruşturma çerçevesinde.

Deyim yerindeyse, savcılık ve emniyet bu dosya özelinde birbirlerini kollayarak hareket ediyorlar.

Kollamaktan kastım; birbirlerinin açıklarını kapatmak değil, tam tersi birbirlerine karşı çok dikkatli hareket ediyorlar.

Üstüne üstlük savcılık........

© T24