HSK seçimleri öncesinde Yargıtay’da dikkat çeken operasyon
Diğer
15 Nisan 2025
Ülkenin yargı sisteminin en tepesindeki kurum, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimleri yaklaşırken, yargı camiasında kulisler iyiden iyiye ısınıyor.
HSK’nın yönetimini da ya çoğunluğunu ele geçirenlerin, yargı sistemini “siyasi yaklaşımlara” göre yönetme olanağına sahip olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Yaşanan örnekler bu tablonun göstergesi zaten.
Yeni oluşacak HSK’da söz sahibi olmayı hedefleyenlerin, -buna, isterseniz siyasi görüş, ister tarikat / cemaat oluşumu, isterseniz bireysel menfaat yaklaşımı demek size kalmış- güç sahibi olmak için farklı yöntemleri uyguladıklarına tanık oluyoruz ülkece.
Her ne kadar “kapalı kapılar” ardında pazarlıklar yapılsa da büyük yargı camiası çok küçük. Bireylerin ya da grupların adımları zaman geçmeksizin anında kulislere düşüveriyor.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresinden “sinyal” alabilmeyi başarabilenler, rakiplerine göre bir adım öndeler.
AKP’deki siyasetçiler de doğal olarak destekledikleri yargı mensupları ve grupların güçlü olabilmesi amacıyla “yukarı” nezdinde kulis yapmaktan geri durmuyorlar!
HSK seçimlerine güçlü girmekte kararlı olan bireyler ve gruplar, siyasetteki gelişmeleri fazlasıyla yakından takip ediyorlar, bugünlerde.
Yargıtay’da geçen hafta yaşanan üye değişimini de bu gözle bakmak gerekir.
Yargıtay Başkanlığı’na geçen yıl mayısta seçilen Ömer Kerkez başkanlığında toplanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, yargıdaki tartışmalı bazı kararların odağındaki 3. Ceza Dairesi’nden dört üyeyi 9. ve 10. Ceza Daireleri’nde görevlendirdi. Dört üyenin yerine ise, 5., 7., 9. ve 10. Ceza Daireleri’nden sekiz üye 3. Ceza Dairesi’ne gönderildi.
Kurul kararının ortaya çıkmasından bu yana yargı kulisleri iddialarla çalkalanıyor. Yargıtay binasındaki her makam odasında ayrı iddialar konuşuluyor, kapalı kapılar ardında.
Bu görevlendirmeleri, “Yargıtay’da görev değişimi” görüşüyle basitleştirmek ya da 3. Ceza Dairesi’nin yakın zamanda aldığı aralarında Can Atalay kararı olmak üzere kimi kararlara bağlamak, sürecin eksik okunmasına neden olur, kanımca.
Aslına bakarsanız, söz konusu görevlendirmelerin merkezinde, 3. Ceza Dairesi’nin kararlarından daha ziyade, Cumhur İttifakı’nın lokomotifi AKP ile küçük ortağı MHP’nin yargı sistemi üzerindeki güç mücadelesi olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Siyasette iki parti arasında devam eden “zorunlu birlikteliğin”, yargı sistemi içinde içten içe birinin, diğerine göre üstünlüğü yakalamak durumuyla karşı karşıyayız.
Görevlendirmelerden sonra kamuoyuna atamaların gerekçeleri konusunda bazı bilgiler yansıdı. Fakat, süreçteki asıl önemli olan siyasi zemin ve yaşananlar. Bu konu başlığı “cıslı” konulardan. Hiç olmazsa biraz ipucunu, bu satırların yazarından okuyun.
3. Ceza Dairesi, en kalabalık kadrosu bulunan daireler........
© T24
