menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adli soruşturmaların gölgesindeki siyaset: Dışişleri Bakanı Fidan ne demek istiyor?

172 10
07.10.2025

Diğer

07 Ekim 2025

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen ay ABD’ye yaptığı ziyaret, ülkenin siyasi tarihinde önemli yer tutacak gibi duruyor.

Erdoğan’ın gezisinin diplomatik ve siyasi sonuçlarından bağımsız biçimde iç siyasetteki yansımaları da sürüyor. ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı ikili görüşmenin detayları kamuoyuna yansıdıkça hem muhalefet hem de iktidar cephesinde farklı tartışmalar yürüyor.

Geziyle ilgili değerlendirmeleri yaparken, hemen öncesinde İstanbul’da başlatılan adli soruşturmaları göz ardı etmek yanlış okuma yapılmasının önünü açar kanımca.

Önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve özellikle AKP’yi sarsan iddiaları gündeme getiren adli soruşturmaları kısaca hatırlamakta fayda var.

Süreç, ünlü avukat Rezan Epözdemir’in tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonla başladı. Epözdemir’in AKP ve AKP’ye yakın bürokratlarla olan ilişkileri gündem oldu. Bu soruşturmayla ilgili ilk girişimin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vekâletini taşıyan Gaziantepli avukatlar olduğu” iddiası konusunda henüz açıklama yapılmadı.

Peşinden bu kez, MHP’ye ve Ülkü Ocakları’na yakınlığıyla bilinen Selahattin Yılmaz, suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Soruşturmanın adresi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Ülküdaşım” demesi de Yılmaz’ı tutuklanmaktan kurtaramadı.

Yılmaz’ın ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile yeni göreve gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’na yakın olduğu öne sürülen eski MKE Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Sayhan’la birlikte operasyon, Assan Grup adlı, hem MHP’ye hem de AKP’ye yakın gösterilen sanayi firmasına sıçradı.

Hem Sayhan hem de Assan’ın sahibi Emin Öner ile firmanın genel müdürü Gürcan Okumuş’a yönelik FETÖ bağlantısı iddiaları tartışıldı.

Sayhan ve Assan’ın merkezinde olduğu operasyonun yansımaları tartışılırken, son dönemin en çok tartışılan soruşturması olarak tanımlanabilecek Can Holding dosyasının kapağı açıldı.

Diğer soruşturmalar bu kadar tartışılmazken, Can Holding dosyası iktidar kanadında epeyce gürültü koparttı. Soruşturmayı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı gerçekleştirdi. Ardından dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na devredildi.

Kulislerde söz konusu devir işleminin gerekçesi, dosyadaki adli ve siyasi iddialar olduğu ifade ediliyor. Can Holding soruşturmasının dumanı üzerinde tüterken bağlantılı olarak Ciner Holding soruşturması başlatıldı. Bu soruşturmanın adresi de yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı oldu.

Dosyanın içindeki en dikkat çekici isimlerden biri, önce Ciner Grubu’nun, ardından da Ciner Ailesi’ne ait Habertürk’ü........

© T24