Diğer

Konuk Yazar

03 Kasım 2025

Eklectric Duo

Eklectric Duo, klasik müziğin zarafetini çağdaş seslerin enerjisiyle buluşturan İtalyan bir ikili. Piyanist Elisa Tomellini ve çellist Alberto Casadei birlikte sınır tanımayan bir müzik dili kurmuşlar. Onların elinde barok motifler elektronik katmanlara karışıyor, bir Vivaldi ezgisi rock tınısına dönüşüyor, sessizlik bile melodiye eşlik ediyor…

Avrupa sahnelerinde dikkat çeken bu ikili, 8 Kasım’da ilk kez İstanbullularla buluşacak. BKM organizasyonuyla Maximum Uniq Hall’da gerçekleşecek konserde, klasik müzikle modern seslerin buluştuğu bir “deneyim” sunmaya hazırlanıyorlar. Onların deyimiyle bu konser canlı, duygusal ve sınırsız!

Onları tanımak, müziklerini anlamak ve bizler hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için Eklectric Duo’yla yazışma imkânı bulduk.

- İstanbul’da vereceğiniz konserde dinleyiciyi nasıl bir yolculuk bekliyor? Gecenin ruhunu üç kelimeyle anlatır mısınız?

Konser, duyulara ve hayal gücüne doğrudan dokunan bir yolculuk olacak. Akustik ruhla elektrik enerjisinin buluştuğu bir kesişim noktası gibi... Dinleyici, klasik lirik anlatımın ritimle dans ettiği, sessizliğin bile titreşim kadar anlam kazandığı farklı ses evrenlerinde dolaşacak. Bu aslında bir konserden çok; duyguları, anıları ve merakı uyandıran bir deneyim. Üç kelimeyle anlatacak olursam: Canlı, duygusal, sınırsız!

- Hikâyeniz nasıl başladı? “Eklectric Duo” fikri hangi an, hangi ihtiyaçtan doğdu?

İkimiz de klasik müzik geleneğiyle yetiştik. Ama en başından beri o sınırların ötesine geçme isteği içimizde çok güçlüydü. Klasik müziğin zarafetini ve duygusal derinliğini alıp onu çağdaş dünyaya yansıtmak istedik. 2017’de Eklectric Duo’yu kurduğumuzda hayalimiz, Vivaldi’nin elektronik ses manzaralarıyla buluştuğu, bir Barok motifin kendiliğinden rock ritmine ya da sinematik bir tınıya dönüşebildiği bir ses evreni kurmaktı.

Amacımız türleri birleştirmek değildi. Asıl arzumuz, 21. yüzyıl sanatçısı olarak kimliğimizi yansıtan bir dil yaratmaktı. Kökleri tarihte olan ama daima bilinmeyene yönelen bir dil... Duo zamanla bizim kimliğimiz haline geldi; duygunun, virtüözitenin ve deneyselliğin bir arada var olduğu canlı bir laboratuvar. Bu yolla, enstrümantal müziğin ifade sınırlarını sorguluyor ve dinleyiciyi geleneğin yenilikle el ele yürüdüğü bir dünyaya davet ediyoruz.

- Klasik bir temayı güncel bir ritimle buluşturduğunuzda, eserde neyi korumayı temel ilke sayıyorsunuz; ilk vazgeçtiğiniz şey ne oluyor?

Alberto Casadei: Benim için korunması gereken en önemli şey eserin iç mimarisi; biçimi, duygusal akışı ve ona güç veren öz fikir. Bu, bestecinin ruhuna bizi bağlayan şeydir. Aynı zamanda virtüozite ve ifade gücünü de yüksek bir düzeyde tutmak isterim, çünkü kendimizi en çok bu seslerle anlatıyoruz.

Vazgeçtiğim şey ise katılık ya da sınırlılık hissi. Bir eseri yeniden yorumladığımızda bunu açık bir bakışla ve hayal gücüyle yapıyoruz. Müziğin nefes almasına, dönüşmesine, yeni biçimler kazanmasına izin veriyoruz. Eklectric Duo’da müzik yaşayan bir organizma gibidir; biçimsel engellerden özgür olmalıdır. Bizim için sınır yok yalnızca olasılıklar var.

- Elektrikli çellonun dünyasına yabancı olanlar için basitçe anlatır mısınız? Efektler bir parçanın içinde nasıl çalışıyor?

Alberto Casadei: Ses efektleri çelloya sonsuz bir renk ve duygu paleti kazandırır; doğal sesini yeni boyutlara açar. Efektler sayesinde çello fısıldayabilir, kükreyebilir, parlayabilir ya da bütünüyle atmosfere karışabilir.

Örneğin, duygusal ve düşsel bir melodi çalmak istediğimde, uzun yankılarla (reverb) hafif gecikmeleri (delay) birleştiririm. Bu sayede ses uzayda süzülür, neredeyse havada asılı bir insan sesi gibi duyulur. Bu efektler duygunun yerini almaz, onu büyütür. Sesi ışık ya da su gibi biçimlendirmeme olanak sağlar; çelloyu ifadenin sınırlarını aşan, içsel duyguyu doğrudan sese dönüştürebilen bir enstrümana dönüştürür.

- Akustik piyanonun sesi elektronik katmanların arasında nasıl nefes alıyor? Sahnede dengeyi korumak için neler yapıyorsunuz?

Elisa Tomellini: Çaldığım piyano akustik ama aynı zamanda amfili; işte o küçük detay her şeyi değiştiriyor. Bu sayede piyanonun doğal sesi genişleyip elektrikli çello ve elektronik katmanlarla kusursuz biçimde birleşebiliyor; ortaya tek bir beden, tek bir nefes alan canlı bir ses organizması çıkıyor. Benim için piyanonun özünü korumak çok önemli. Sıcaklığını, yankısını ve onu yaşayan bir enstrüman yapan o küçük kusurlarını… O organik nefes, elektroniklerin hassasiyetine karşı bir........

© T24